Partnerimizi içsel meselelerimiz doğrultusunda seçeriz. Meselemiz değiştiğinde partnerimiz değişir. Proust bir yazısında birini seçerken “bir acı seçtiğimizi” de söylemişti. Her ilişki bir acı seçmektir. Önemli olan hangi acıyı çekmek istediğimiz ve hangisini istemediğimiz.
Üslup her şeydir , insanın kimliğidir . İçini âyan eden tek gerçekliktir. Kaç yaşınıza gelirseniz gelin kiminle nasıl , ne şekilde konuşacağınızı bilmiyorsanız bir hiç'siniz..
Uçabilen balonlar özgür dü;
Peki uçmayı beceremeyen balonlar..
İşte onları hep hayallerimde uçurdum ben.
Tıpkı bir ejderha gibi
Ve o kadar mutluydular ki..
Sırf o mutluluğu bilmek için bile hayalini kurmaya değmişti.
İyi bir amaca kötü araçlarla ulaşılamaz… Sizde gençliği nasıl kandırdıklarını ve ideallerini nasıl istismar ettiklerini düşündükçe buz gibi bir öfkeye kapılıyorum…
Eşyalar, ağaçlar, kuşlar, dağ başları, lambalar, ay ışığı, ırmaklar, sesler, parmaklar, çocuklar... gövdemizde çiçeklenen ne varsa, kalbimizde yaprak dökmektedir aynı anda. Zaman hüzündür...
Planımızı kusursuz hale sokmak çok zaman aldı. Öncelikle Ratchett'in izini bulmamız gerekiyordu. Sonunda Hardman bunu ba şardı. Ardından Masterman'la Hector'ı onun yanında işe sokmaya çalış tık ya da en azından birini. Neyse, bunu da başardık. Sonra Susanne'ın babasıyla konuştuk. Albay Arbuthnot ısrarla on iki kişi olmamızı isti yordu. Sanırım böylesinin kurallara daha uygun olacağını düşünüyor du. Bıçaklama fikri hoşuna gitmedi ama bunun birçok sorunu ortadan kaldıracak olması gerçeği karşısında ister istemez kabul etti. Susanne'ın babası da bize katılmaya hazırdı. Sonuçta Susanne onun tek kızıydı. Hector'dan Ratchett'in er geç Doğu Ekspresi'yle döneceğini öğrendik. Doğu Ekspresi'yle. Pierre Michel'in de bu trende çalışıyor olması kaçırılmayacak bir fırsattı. Ayrıca bu şekilde yabancı birinin suçlanmasını da önlemiş olacaktık.