Sen kitapsın kendine gel, bu kadar ağlatmamalısın.
Normalde çok sulugöz de değilim ama kitap duygusal boşluğuma denk geldi sanırım ve bütün kitap boyunca ağladım. Hikaye gerçekten çok güzel. Okuyucunun vicdanıyla oynuyor resmen. Başlıkta da belirttim ya; yaşarken okuyun, okurken zaten yaşayacaksınız. Alıp götürüyor kitap sizi ve bir çırpıda bitiriyorsunuz.
Ana karakterimiz Fugui çok zengin, aşırı şımarık, kumar düşkünü, genelevden çıkmayan ve çokça saygısız bir insan. Başta kayınpederine yaptıkları o kadar sinir bozucuydu ki. Ama zamanla her kumar bağımlısı gibi o da feleğin çemberinden geçerek bütün servetini kaybediyor. Ve böyle başlıyor Fugui’nin kaybedişleri. Kitabın adı yaşamak evet ama bize yaşamın içinde ne çok ölüm olduğunu gösteriyor.
Etkilendiğim öyle çok bölüm oldu ki. İlki Jiazhen’in babasını gelip kızını alması fakat torununu istemeyişiydi. Bir anneyi evladından söküp götürüşü öyle acıttı ki beni. Sonra Fugui’nin tam düzeldim dediği dönemde hasbel kader zorunlu askerliğe götürülmesi ve bundan kimsenin haberinin olmayışı. Birde oğulları Youqing’in ölüm sahneside çok acıttı içimi. Youqing karakteri gerçekten çok özel bir çocuk. Aslında içten içe kötü bir baba olmayan Fugui hep yanlış anlaşılmalar ve birazda sinirlerine hakim olamayışından dolayı ne sevgisini belli edebiliyor ne de Youqing ile arasında güçlü bir bağ kurabiliyor.
Çok detaylara inmedim ama askerde yaşadığı o zorlu iki, üç yıl ve çocuklarının yaşamlarının zorluğunu okudukça göreceksiniz. Yufka yüreklerimiz kaldırmayabiliyor.
Okuyacak herkese şimdiden keyifli okumalar diliyorum. Umarım listenize alırsınız bu kitabı.
Dün hayatımda Allah'ın beni koruduğunu tekrar gördüm. Keza dün akşam evin önündeki elektrik direğine yıldırım düştü ben de o esnada telefonumu şarja takıyordum ve yıldırımın düşmesi ile elektriğe çarpılmam bir oldu. Çok şükür bir şey olmadı ancak bu hayatın geçici olduğunu rabbim tekrar hatırlatıp içinde kaybolmam gerektiğini uyarısında bulundu.