1926'da Londra'da doğdu. İngilizce yazan en etkili sanat eleştirmenlerinden biri olan Berger, ayrıca senaryo yazarı, romancı ve belgesel yazarı olarak da tanınıyor.
İlk romanı 1958'de yayımlanan "Zamanımızın Bir Ressamı"dır. Romanı "G." İle 1972 yılında Booker ödülünü almıştır.
Metis Yayınları yazarın klasikleşmiş yapıtı Görme Biçimleri'nin (1986) yanı sıra, Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı (1988), Düğüne (1997), Alain Tanner ile birlikte yazdığı 2000 Yılında 25 Yaşına Basacak Olan Yunus (1997), Görünüre Dair Küçük Bir Teoriye Doğru Adımlar (1999) ve Fotokopiler (1999) adlı kitaplarıyla, özellikle görsellik üzerine denemelerini bir araya getiren O Ana Adanmış (1988) adlı seçkisini yayımlamıştır. Berger'ın son romanı Kral ise 2001 yılında Müge Gürsoy Sökmen çevirisiyle yayımlandı.
Odysseia kitabını okuyarak bir Yunan mitolojisi okuma ayı yapıyoruz! Kitap okuma grubuma katılmak isterseniz bana mesaj atabilirsiniz. 🤓
Uzun zamandır düşündüğüm bir konu olan sanal okuma grubumu 4 yıldır devam ettiriyorum. Şu an farklı meslek gruplarından pek çok okur arkadaşımız gruba üye olmuş durumda. Peki, bu
'Görme konuşmadan önce gelmiştir. Çocuk konuşmaya başlamadan önce bakıp tanımayı öğrenir.' Böyle başlıyor kitap. 3 denemede sadece imgelerin kullanıldığı, toplam 7 denemeden oluşuyor. Bir okur arkadaş okumaya başladığımda mesaj atmış. 'Berger okumak bir ayrıcalıktır.' diye, gerçekten de hissettim.
Sanat eserlerinin bu kadar yoruma açık olması
Bir kitabın ismi ruhunuza, benliğinize ne denli hitap edebilirse, bu kitap da öyle.Zaman bir şekilde geçiyor, öyle ya da böyle. İstesek de istemesek de, an geçiyor. Kimi zaman bir dakika gibi geliyor aylar, kimi zamansa bir dakika bir ay gibi geliyor kendimize. Zaman gidiyor, mekanlara dokunuyor, mekanlar değişiyor, mekanlar aslında konuşuyor… Zaman ve mekan arasındaki ilişkiyi görüyoruz bu kitabın sayfalarında. Berger’in hayatındaki kişilerde, yaşadığı mekanlarda, baktığı yerlerde geçiyor zaman, mekan ile birlikte satırlarda buluşuyor. Yazarın yaşama dair en yoğun hislerini bu kitaptaki deneme ve şiirlerde görmek mümkün. Umut dolu kitaplara, keyifli okumalar...
Mektup okurken diğer okuduğum bütün türlerden farklı bir ruh haline girerim.
Daha mahrem..
Filtresiz, hiçbir aracıya ihtiyaç duymadan aktarılan duyguların yoğunluğu suratıma çarpar.
İki kişi arasında, sadece onları ilgilendiren bu anlatı şeklini neden bu kadar sevdiğimi düşününce kendime bazı cevaplar buluyorum.. Biraz yaşantı, biraz da