"İNSAN, varolduğu günden bu yana sürekli olarak, içinde yaşadığı dünyayı ve evreni tanımaya ve anlamaya çalışmış, ancak bu çabası içinde en az tanıyabildiği varlık yine kendisi olmuştur."
Sayfa 9 - Metis Yayınları/ Ön sözKitabı okuyor
Psikanalitik kuramın özü sözsüz bir söylemdir.
Sayfa 781 - Başkasından Başkasına, Jacques LacanKitabı okudu
Lacan'a göre "bilinçdışı düşünceler"
Olduğu gibi, semptom, bir dildir, yapısıyla tanımlanmış. Özel bir öznenin semptomu, bir sözdür, ağzı tıkanmış bir söz, özneye bilinçdışı olan. Önce olarak psikanalitik kip, bunu, bu öznenin hikâyesinin özelliğiyle ele almaktan oluşur, ve, analitik eylemin hem anlamını hem de sınırlarını tanımak için burada durmak gerekir.
"Bilinçdışı bir söz", demek istiyoruz. Burada da bütün psikolojik ikirciklikler (ambiguïtés) araya girmektedir. Söz konusu olan, "Bu bilinçli değildir" olumsuz niteliği değildir. Meseleye bu adı sokmuş olan o büyük adamının "bilinçıdışı" derken demek istediği, konuşan öznenin, konuşuyor olarak, bilinçli özneyi büyük farkla aştığı ve taştığıdır. Çünkü özne konuşmaktadır, oysa bundan mutlak olarak hiçbir şey bilmeden, derisiyle, teniyle, tökezleme, bir dil sürçmesi yapma şekliyle, hayatta, her şeyin her zaman çok kötü biteceği şekilde davranma tarzıyla. İşte budur anlamı, sahip olabileceği tek anlamı Freud un "bilinçdışı düşünceler" dediğinin.
Sayfa 777 - Sembol ve Onun Dinsel İşlevi Konusunda, Jacques LacanKitabı okudu
Freud'un keşfinin bir anlamı varsa, onun tek bir anlamı olabilir. İnsan sözün taşıyıcısı olduğunu unuttuğunda, o artık konuşmaz. Meydana gelen budur: insanların büyük bölümü konuşmaz, tekrarlar, bu tam da aynı şey değildir. İnsan, konuşmadığında, o, konuşulur.
Sayfa 777 - Sembol ve Onun Dinsel İşlevi Konusunda, Jacques LacanKitabı okudu
Ben, Freud tarafından düşünülmüş olanın -ben bir eskicivim (épigone)- tutarlılığını, dayanıklılığını ortaya koymaya çalıştım. Freud öylesine yeni biridir ki -tarihte yeni biri, sanki bütün bu çıkıntıların (émergence) dışında bir tarih hiç olmuşmuş gibi- Freud öylesine yeni biridir ki onun ince ince düşünmüş olduğu şeyin (cogiter) beklenmedikliğinin (abrupt) farkına varmak gerekiyor.
Bu beklenmediklik (abrupt) ki ben onu parlatmaya, cilalamaya, pırıldatmaya çalışıyorum. Onu yavan (insipide) bir şekilde tekrar etmenin dışında, benim dışında kimsenin uğraşmadığı şey bu.
Sayfa 771 - Jacques Lacan'dan Cevap Düğümler ve BilinçdışıKitabı okudu
Kökensel bastırmanın (le refoulement originaire) bir delik olduğu sanılır (s'imaginer). Ama bu tamamen imgeseldir (imaginaire). Bastırma değildir bir deliği ortaya çıkaran, tamamiyle etrafta/etrafında olandır (tout autour) ve ben buna simgesel demekte sakınca görmüyorum -tam olarak öyle olmasa da, bana ait bir tasarruf.
Sayfa 770 - Jacques Lacan'dan Cevap Düğümler ve BilinçdışıKitabı okudu
Travma bastırıcı bir eyleme sahip olduğu için sonradan aklı başa getirir, nachträaglich, budur, O anda, bütünleşmeye çalıştığı sembolik dünyada özneden bir şeyler ayrılır. Bu şey artık özneye ait olmayacaktır. Özne artık ondan konuşamayacak onu bütünleştiremeyecektir. Ama yine de bu şey orada bir yerde öznenin hakim olamayacağı bir şey olarak diyelim bir yerlerde konuşulmuş olarak kalacaktır. Sonradan semptomları diyeceğimiz özelliklerin ilk çekirdeği bu olacaktır işte.
Sayfa 767 - Bastırmanın Çekirdeği, Jacques LacanKitabı okudu
Çevresinde, civarında, öncesinde ya da sonrasında değil ama sadece analistle sözlü bir ilişki sırasında hayal gücünde çıkmaya hazır olduğu belirli bir anda yorum verilmeli, kesin bir değer olarak ortaya konmalı ve böylece değiştirici işlevi işlerlik kazanmalıdır.
Bu ne demektir? -bu an hayali olanla gerçek olanın analitik durumda karıştıkları andır. Size açıklamaya çalıştığım şey de zaten budur. Öznenin arzusu orada o durumdadır. Aynı zamanda mevcuttur ama bir türlü dile gelmemektedir. Strachey'in sözüne inanacak olursak analistin müdahalesi bu arzuyu adlandırmakla kalmalıdır. Analistin sözü, sadece, hastanın uzun monoloğu sırasında kendi kendine yaptığı açıklamalara eklendikçe önem kazanır.
Sayfa 765 - Bastırmanın Çekirdeği, Jacques LacanKitabı okudu
Söz onu ortaya atmadan arzu bu şekilde var olamaz. Bu sadece bir kaygı anıdır. Ve başka hiçbir şey değildir. Arzu hayalle bir karşı karşıya gelme sonucunda ortaya çıkar. İlk önceleri tamamlanmamış olan bu hayal tamamlandığı zaman, bir bütünleşme içerisine girmeyen atılmış bastırılmış hayali yüz birden ortaya çıkınca o zaman kaygı da ortaya çıkar.
Sayfa 765 - Bastırmanın Çekirdeği, Jacques LacanKitabı okudu
İyileşme, acı çekenin vücudundan ya da düşüncesinden acı çeken birinin sesinden yola çıkan bir talep. Şaşırtıcı olan, buna yanıt olmasıdır, ve her zaman tıbbın hedefine sözcüklerle varmış olmasıdır.
Sayfa 761 - Televizyon, Jacques LacanKitabı okudu