Arada bir konuşuruz tabii. Sessizlik kimsenin bir başına kaldıracağı yük değil. Daha çok geçmişten konuşuruz. Gelecek bizim için acıklı bir zaman artık. Bugünü dersen, yılgınlık gibi bir şey, neyini konuşacaksın. İçindesin işte!
Dünya gittikçe büyüyen bir tedir ginliğe dönüştü. Belki de yaşama korkusu. Aslına bakarsanız korkudan öte bir durum. Vazgeçme. Kabullenme. Kimsenin görmediği bir kırılma. Sessiz bir üşüme.
Okurken dislektik olduğum Oruç Aruoba kitabı. Sevmedim. Başkası yazsa hiç okumazdım, konu Aruoba olunca el mahkum okuyorsun işte.
Ol
ma
mış
beğ
enm
edim.
Köşemde manen çürümüş, çevreden, canlı yaşamdan kopmuş, yeraltında kendi yarattığım kine boğulmuş olarak, yaşama nasıl yan çizdiğimi uzun uzadıya anlatmanın hoşa gidecek nesi var?