Yazınızın benim için en dikkat çeken yeri, Dolgorukiy'in, sizin tarafınızdan nitelendirilen aptalliğıyla, Prens Mişkin'in Budalalığının kıyaslanmasıydı. Dolgorukiy'in aptalliğı, mantıksız bulduğunuz ülküsünden ileri geliyor sizin için. Buna söyleyecek hiçbir şeyim yok elbet. Fakat Prens Mişkin'in Budalalığı, uçuk kaçık fikirlere sahip olması ya da akılsızlıktan ileri gelen bir aptallık değil. Mişkin'in, ilişki içinde olduğu çevresi tarafından Budala olarak algılanmasının en önemli sebebi; değerlerini yitirmiş, ahlaksal deformasyona uğramış Rus toplumunda; iyiliği ve saflığı simgeleyen Prens Mişkin'in böylesi bir toplum nezdinde Budala olarak değerlendirilmesidir. Dolgorukiy'i pek tabii fikirleri üzerinden budala olarak değerlendiriyorsunuz. Prens Lev Nikolyevic Mişkin'i de kendi kişiliğinin özelliklerini yansıtmasi ölçüsünde değerlendirmeniz gerektiğini düşünüyorum.