Enes
@enesbir
45 kütüphaneci puanı (Geçen ay: 8)
432 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Tanımlama
Halal ve tayyib kelimelerinden Kur'an-ı Kerim'in birçok ayetinde bahsedilmektedir. Mamafih, manası, bir çok Müslüman tarafından en azından yüzeysel de olsa anlaşılmaktadır ve bilinmektedir. Birçok insan tarafından domuz ve içkiyi ihtiva etmeyen gıdaların helal olduğu kabul edilmektedir.
"Halalan Tayyiben" ilkesi Kur'an-ı Kerim'in Bakara Suresi 168. Ayetindeki bir kelimeden çıkan bir kavramdır. Ayet, Müslüman tüketiciye tüketmek için iyi gıda seçmesini ve helal kriterini tek odak noktası olarak yapmamasını öğütlemektedir. Gimdes, sertifika çalışmalarında bu ilkeyi uygulamaktadır ve bugünün iş hayatında bu ilkenin İslami bir metot olarak bütünlük içinde uygulanabilirliğini açıkça kanıtlamaktadır.
Sonuç olarak, "halalan tayyiben" ilkesinin uygulama alanlarından
biri olan ürün üretiminde bu ilkenin başarılı bir şekilde gerçekleştirilebileceği GİMDES'in çalışmaları ile açıkça ortaya konmuş bulunmaktadır.
Bu kitabın hazırlanmasında başta Emine AKSOY ve emeği geçen bütün kardeşlerime şükranlarımı bildirmek istiyorum.
Cenab-ı Hak kusurlarımızı lütfu ile bağışlasın. Hakkı hak bilip, doğru yolda yürümeyi, batılı batıl bilip, ondan kaçınmayı nasip buyursun. Her türlü haram ve şüpheli lokmadan ve işlerden cümlemizi muhafaza eylesin.
Allah(cc) yar ve yardımcımız olsun.
Dr. Müh. Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER
8 Mayıs 2012 İstanbul
Okur Takip Önerileri
Bütün dünyaya ibretle bakıldığı zaman açıkça görülen hakikat odur ki; yeni milenyumda dünya gerçek 'İnkılab-ı Kebir'e hazırlanıyor. Bu inkılab, inşaallah materyalizmin, emperyalizmin ve sömürünün değil, maneviyatçılığın, imanın, helal lokmanın inkılabı olacaktır.
ÖNSÖZ
"HELAL VE TAYYİB” İLAHİ BEYANI ANLAMAK !..
Sayısız nimetler veren Allah'a (cc) hamd, O'nun Resulüne (s.a.v.), aline ve ashabına salat ve selam olsun...
Geride bıraktığımız milenyumun son asırlarına baktığımız zaman, yakın tarih büyük değişimler diye bize birçok hadiseler anlattı. Neticede görüldü ki, bütün bu inkilapların insan hayatında, gıda ve ihtiyaç maddelerinde, insan saadet ve selametini oluşturmakta hiç de "Helal ve Sağlıklı" bir hamle değeri taşımadığı bugün bütün dünya insanlığı ve özellikle İslam ümmeti tarafından fark edilmiş bulunmaktadır...
DEĞERLENDİRME ve SONUÇ
Görüldüğü gibi domuz, hayatımızın birçok yönüne girmiş ve hiç tahmin etmediğimiz noktalarda bile karşımıza çıkabilmektedir. Bizim buraya kadar aktarmaya çalıştığımız alanlar ise, gerek bizzat müşahede ettiğimiz gerekse ilgili eserlerden elde ettiğimiz bilgilere dayanmakta... Bahsettiğimiz ürünlerin sadece domuz katkılı olma diye bir şartının
ee) 1987
€€) 1987
1. Domuzun kurutulmuş veya tütsülenmiş deri altı yağı
İsviçre'den 1200 kg. alınmış ve bedel olarak 20.680.000 TL. (26.573 $) ödenmiş.
2. Diğer Domuz Yağları : 02.05.20
Fransa'dan 32 kg. alınarak karşılığında 26.000 TL (267 $) ödenmiş.
3. Domuz Kılı: 05.02.20
8 Ülkeden toplam 140.102 kg. alınmış ve karşılığında
1.277.473.698 TL. (1.475978 $) ödenmiş.
4. Oleo-Stearin : 15.03.21
İngiltere'den 3.000 kg. alınmış ve karşılık olarak 6.779.000TL (8.478 $) verilmiş.
5. Sıvı Domuz Yağı : 15.03.41
02.52.12.
dd) 1986
1. Domuz Kılı : 05.02.10.
Fransa, Hollanda, Almanya, İtalya gibi 9 ülkeden toplam 180.137 kg. domuz kılı ithal etmişiz. Bunun karşılığı olarak 1.104.425.936 TL. (1.627.994 $) bedel ödemişiz.
Domuza ödenen paralar
Burada akla gelen ilk soru sıvı hale getirilmiş domuz yağının nerede ve hangi maksatla kullanıldığı şeklinde olsa gerek...
5. 15.13.10 Margarin
Hollanda'dan 8.192 kg.'lık ithalat yapmış ve karşılığında
28.927.180 TL. (69.966 $) ödemişiz.
cc) 1985
1. Domuz Kılı : 05.02.10
Almanya, Çin, Fransa, İngiltere, İspanya, İtalya ve Yugoslavya'dan toplam 176.914 kg. ithalat yapmış, bunun karşılığı olarak da 779.288.017 TL. (1.460.935 $) ödemişiz.
Domuz Yağı Ve İhtiva Eden Katkı Maddeleri
Aşağıda vereceğimiz liste, içinde domuz kökenli maddenin olma ihtimali yüksek olanları ihtiva etmektedir. Elbetteki bu ülkelerin sosyal ve kültürel yapısına göre değişiklik arzedecektir. Temennimiz ülkemizdeki bütün ürünlerin millî ve dinî kimliği- mize uygun şekilde üretilmesidir.
Graise animale, jelatin (gelatine), rennet (cheese), giycine,
leucine, osysrearin, spermaceti, glycerol, pepelin,
E-100, E-102, E-103, E-110, E-111, E-120, E-123, E-124, E-125, E-126, E-127, E-128, E-140, E-141, E-142, E-152,
E-153, E-210, E-213, E-214, E-226, E-234, E-252, E-270,
E-280, E-325, E-326, E-327, E-334, E-335, E-336, E-337, E-420, E-442, E-430, E-431, E-432, E-433, E-434, E-435, E-436, E-470, E-471, E-472, E-473, E-474, E-475, E-476, E-477, E-478, E-480 E-481, E-482, E-483, E-488, E-489, E-491, E-492, E-493, E-494, E-495, E-542, E-550, E-570, E-572, E-591, E-631, E-632, E-633, E-635, E-904. ³⁷
³⁷ 37) Zaman Gazetesi 2 Ağustos 1992 Pazar günkü nüshasından alınmıştır.Kitabı okudu
İlgilenenlerin dikkatlerini istirham ediyoruz; hınzır, Türki ye'de neredeyse, gıda maddesi satılan her yerde kol geziyor. Meselâ rastgele bir bakkal dükkanına veya bir süpermarkete girin. Rengarenk, parlak kağıtlarla ambalajlanmış ithal cikletlere, şekerlemelere, bisküvilere, içeceklere bir bakın. "Ingrédients" (muhteva) kısmını okuyun. İstisnasız bütün ithal malı gıda maddelerinde, hatta bir kısım yerli imalatlarda bile aşağıda verece ğimiz listeye ait birkaç maddenin yeraldığını göreceksiniz.
Hınzırın yağı "E" (emulsifiant) maddesinde renklendirici, katılaştırıcı, koruyucu, dayanıklılığı temin edici vb. fonksiyonlar için kullanılmaktadır. Bunlar, Avrupa'daki İslâmî cemaatlerin uzun süren araştırmalarının neticesinde tesbit edilenlerdir. Aşağıdaki liste Strasbourg'daki B.M.G.T. (Belfort) Cemiyeti'ne mensup Arap Müslümanlar'ın çalışmalarıyla oluşturulmuştur. Bunların dışında Müslümanlar'ın bilmediği katkı maddelerinin kullandığımız birçok gıda maddesinde bulunması ihtimal dahilindedir. Ekmekten meyvevu, çikolatadan sabuna kadar hayatınızda yeri bulunan daha fazla gecikmeden daha hayati bir mesele yor; tıpkı muhibleri gi A maddelerin üretimi işine artık miz gerektiğini ihtar eden bundan sa gerek. Hınzır artık sınır tanımıyor; tıpkı muhibleri gibi.
4. Etiketlere Dikkat
2 Ağustos 1992 tarihli Zaman gazetesinin konuyla ilgili haberini aynen vermekle iktifa ediyoruz: Türk insanı, resmî politikanın bir gereği olarak yetmiş yıldan beri duyarsız hale getirilmekte. Neye karşı? Kendi dünyasına karşı. On asrı aşan bir zamanı, kendi iradesiyle benimsediği inanç ilkelerini hayata geçirerek yaşamış olan bu milletin bugün getirildiği nokta, nasıl bir ifsad ve köksüzleştirme planıyla karşı karşıya olduğumuzu göstermeye yetiyor. Cumhuriyet'in ilk yıllarında, Dünya Güzellik Yarışması'na Türkiye'den de yarışmacı gönderilmesiyle başlayan "Yeni Türkiye'nin yeni dünyaya entegrasyonu" hamlesi bugün Mega trends 2000'in önümüze uzattığı, "Hiçbir değer ölçüsü ve millî kültür unsurunu kabul etmeyen, sadece tüketen, eğlenen, cismaniyetini yaşayan dünya vatandaşı kimliği"nin üzerimize uydurulması çabalarıyla devam ediyor. Bu yeni insan tipi ne yiyip ne içeceğini, nereye bakıp neyi dinleyeceğini, nasıl giyinip ne şekilde dolaşacağını ilâhî buyruklara danışmayacak ve sadece kendisi belirleyecek. Bu planın gözle görünür tezahürü bugün Türkiye'nin umumî manzarasına karşılık gelmektedir. Türkiye'ye kimin ve neyin girdiği, kimin ve neyin çıktığı belli değildir. Çünkü global köyün anayasasında böyle yazmaktadır. Türkiye beynelmilel dolandırıcıların, fahişelerin, kapkaççıların cenneti olmaya aday hale getirilmiştir...
Deri Mont ve deri ayakkabılarda da domuz var
Domuzun bir başka kullanım alanı da, bilhassa yaban domuzlarından elde edilen derilerin deri sanayiinde kullanılmasıdır. Deri sanayii olarak farklı alanlarda kullanılabilen domuz derisi, kösele ve ayakkabı derisi olarak da karşımıza çıkabilmektedir.
Yine domuz ve onun yan ürünleri, diş macunları, ciklet, bazı tür sandviçler, soğuk pizzalar, bazı tip dondurmalar, değişik kozmetikler, bazı peynirler ve deterjanlı teller gibi alanlarda isteğe bağlı olarak kullanılabilmektedir.
Kalp kapakçığında domuz
Domuzun tip alanında da kullanılabildiğine şahit olmaktayız. Bilhassa domuz kalp ve gözlerinin, gerek deney ve klinik malzemesi gerekse transplantasyon (nakil) olarak kullanıldığını bilmekteyiz. Bu açıdan bakıldığında domuz kalp kapakçığı ve gözlerinin daha çok başvurulan malzemeler arasında olduğunu görmekteyiz.