Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sibel

Sabitlenmiş gönderi
Uçurtma ve Ağaç
Uzun zaman önce yaşayan eski bir ağaç varmış. Kökleri o kadar uzunmuş ki iki diyara kadar ulaşabiliyormuş. Bir gün dallarından birine bir uçurtma takılmış. Rüzgar çıktıkça uçurtma yükseliyor ve dindikçe tekrar ağaca sarılıyormuş. Ağaç bu duyguyu o kadar çok benimsemiş ki rüzgarın çıkmasını bekler olmuş. Zaman geçmiş ve uçurtması giderek yıpranmış. Rüzgar sonbaharda sert, kışın da ıslak imiş. Uçurtma giderek dökülüyor sarıldığındaki sıcaklık kaybolmaya başlamış. Ağaç artık rüzgarın gelişini istemez olmuş. Onu korumak için dallarını birleştirip sımsıkı kapamış. Bu sayede uçurtma da kalan son parçalar direnebilmiş. Bir gün ağaç kendisine değen rüzgarla irkilmiş. Ve uçurtmasını tutan bağcıktan dallarını serbest bırakmış. Kalan parçalarla uçurtması gökyüzüne doğru yükselmiş ama geriye dönmemiş. Ağaç ise ardından açan filizlerine bakıp "Bu rüzgar ilkbaharın sesine sahip, ılık ve dostane kucaklayışı var. Beklentisiz bir şekilde oraya buraya uçurtmamı uçuruyor." demiş"
Reklam
Gece de tek bir yıldız yok ama ay gözüküyor.. Huzurlu geceler 🌙
"Bize hiçbir şey ödemesinler ama bıraksınlar canımızın istediğini söyleyelim."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çünkü umutsuz
"Toplama kampındayken aç kalıyordum ama buradakinden daha mutluydum."
Reklam
Bir kaldırım sosyalist. Öteki kapitalist. Birincide evler, dükkânlar, lokantalar devlete ait. İkincide özel mülk. Bir kaldırımda yaşayan ve kendine bir çift ayakkabı almak için sokağın karşısına geçen kişi, kuramsal olarak her bir tarafta en az üç suç işliyor.
Yeniden yaşanamayacak ve açıklanamayacak bir duyarlılıkla dolu anlar vardır. O insanlar, Avrupa'nın geri kalanında normal bir öğle yemeği oluşturacak ama çok daha ucuza mal olmuş şeylerle sabah kahvaltısı yapıyorlardı. Ama onlar, etli ve sahanda yumurtalı mükellef bir sabah öğününü hiçbir heyecan göstermeden tüketmekte olan, hayata küsmüş, perişan insanlardı.
Burada ne işkence kampları vardı ne de kilometrelerce, kilometrelerce ve kilometrelerce uzanan elektrik akımı verilmiş o ünlü dikenli teller. Akşam güneşi, sanki savaşın ertesi günüymüş gibi hala postallar ve silahlar altında ezilmişe benzeyen ekilmemiş toprağın üzerine vurmuştu. İşte burasıydı Demir Perde.
Biz olduk hem dost hem düşman 🎶 ~Canozan
12,3bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.