Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Su

384 syf.
2/10 puan verdi
Hakkında uzun uzun yazmayı planladığım için bunca zamandır inceleme paylaşmadığım bir kitap da buydu. Vaktindeki popülaritesine rağmen hala Türkçeleştirilmemesi beni şaşırtmaya tüm hızıyla devam ediyor. Açıkçası kitabın yaklaşık ilk yarısını severek okudum. Sevilesi olmayan karakterleri genel olarak daha ilginç bulduğum için kitabın bana yine de
Cleopatra and Frankenstein
Cleopatra and FrankensteinCoco Mellors · Bloomsbury Publishing · 202217 okunma
Reklam
563 syf.
2/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Uzun bir zamandır
Twilight
Twilight
incelememi yazıp paylaşmadığım için bu incelemeden benim katıksız bir Twilight-hater olduğumu düşünebilirsiniz. Açıkçası işim nedeniyle haddinden fazla genç yetişkin kitap okumak zorunda kalmış biri olarak bu serinin aslında kötü olmadığını bile gördüm. Bu kadar dalgaya maruz kalmasının nedeninin popülaritesi, biraz
New Moon
New MoonStephenie Meyer · Little, Brown and Company · 200617,2bin okunma
134 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
(İngilizce çevirisini okudum, Türkçe çevirisi hakkında bir şey diyemem.) Kitabı o kadar sevdim ki her ne kadar StoryGraph ve Instagram için değerlendirme yazmış olsam da buraya bir şeyler yazmayı bir türlü beceremedim, kelimeler yetersiz kalacak diye. Keşke bu kadar beklemeseydim, çünkü yazarın diğer kitabı
Girls Against God
Girls Against God
o kadar berbattı ki
Paradise Rot
Paradise RotJenny Hval · Verso Books · 201846 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
168 syf.
1/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Erkeklerin kadın anlatıcı yazması yasaklansın. Erkeklerin kadın anlatıcı yazması yasaklansın. Erkeklerin kadın anlatıcı yazması yasaklansın. Ayrıca okuduğum en sıkıcı kitaplardan biriydi. Hiçbir zaman en ufak bir gerginlik hissi dahi yaratmayı başaramayan bir kitap olmanın da ötesinde gülünçtü. Bir de bazı yazarlar öyle inorganik yazıyor ki hayatları boyunca tek bir insanla tek bir konuşma bile yapmadıklarını düşündürüyor. Kimsenin okumayı düşündüğü bir kitap olduğunu zannetmiyorum, o yüzden çok bir şey söylemeye gerek yok. Ama erkeklerin kadın anlatıcı yazması yasaklanmalı kesinlikle. Midem kalkıyor artık yeter.
Curse Corvus
Curse CorvusAlex Ebenstein · Dread Stone Press · 20231 okunma
384 syf.
1/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Öncelikle olur da okumaya karar verirseniz önerim
Helen Oyeyemi
Helen Oyeyemi
’nin sunuş yazısından uzak durmanız. Birinci nedeni,
Jorge Luis Borges
Jorge Luis Borges
’in tanıtım yazısından kopyala yapıştır yapılmış olması. İkinci nedeni, sıfır utanmayla hikayeleri tamamen anlatarak mahvetmesi. Oyeyemi’den o kadar nefret ettim ki okumak istediğim kitabını listemden çıkardım. Borges’in yazısı ise başka birinden çalıntı değil; sevgiyle kalpten yazılmış. Ocampo’yla arkadaşlığı gözlerimi dolduracak kadar şefkat dolu bir yazı haline getirmiş sunuşunu. Ocampo’nun kendi sunuşu ise bana
Clarice Lispector
Clarice Lispector
havası verecek kadar feminen mistik ve lirisizmle doluydu. Daha hiçbir hikayesini okumadan Ocampo’ya aşık oldum. Bu nedenle ilk iki hikayeden hoşlanmayınca hemen bir umutsuzluğa kapılmadım. Ve açıkçası takibindeki The Impostor ve Autobiography of Irene hikayeleri nefes kesecek kadar fevkaladeydi! İstediğim, aradığım her şeydi bunlar. Sonra yere çakıldı. Hemen her hikaye birbirinin aynı formata sahip. Çoğunluğu birinci şahıs anlatıma sahip olsa da anlatıcılar arasında en ufak bir ton farkı bile yok. Konular birbirinin kopyası haline geliyor, sanki aynı hikaye tekrar tekrar baştan yazılmış gibi. Öyle ki, üç tanesini falan okusanız hepsini okumuş sayılırsınız.
Mariana Enriquez
Mariana Enriquez
’in neden sıklıkla Ocampo’yla karşılaştırıldığını anlamak çok kolay: her iki yazar da sanki bir yere gidecekmiş gibi hissettiren konular kurgulayıp bunları olabilecek en baştan savma hızla, en orijinallikten ve heyecan vericilikten uzak, en yavan, en antiklimaktik sonlarla noktalıyor. Geriye koca bir hüsran kalıyor.
Thus Were Their Faces
Thus Were Their FacesSilvina Ocampo · NYRB Classics · 20151 okunma
Reklam
112 syf.
1/10 puan verdi
Türkçe çevirisinden ayrı bir sayfada açıldığını görünce buraya da yazmadan edemedim, çünkü benim vaktim ve beyin hücrelerim bu gülünç ve berbat zırvalığa harcandı, sizinki de harcansın istemem. Nelson, olup olabilecek en bomboş, en sıkıcı, en yavan insanlardan biri. Haliyle kitabı da bomboş, dümdüz, sıkıcı, banal ve acınası derecede yüzeysel. Kendisinin ne kadar felaket bir yazar olduğunun farkında olsa gerek çünkü kitabın yarısı kadarı başka yazarlardan alıntılardan oluşuyor. Üniversitede böyle bir şey yazıp verseniz intihalden hakkınızda soruşturma açılır, ama eğer kitap basmak istiyorsanız başkalarının kaliteli fikirlerine sülük gibi yapışabiliyorsunuz demek. Daha beteri, Nelson bunlardan en ufak bir ilham almayı dahi başaramayacak kadar boş biri. “İnsanın kafasından özgün tek bir düşünce de geçmez mi ya?!” diye patlatacak kadar yavan her satırı. Nelson adına ben utandım, keşke insanların kendi adlarına utanmaya yetecek kadar farkındalıkları olsa da boş beleş kağıt israflarına felsefi bir anlam yükleyerek aforizmalar gibi numaralandıracak kadar gülünç duruma düşürmeseler kendilerini. Allah acısın?
Bluets
BluetsMaggie Nelson · Wave Books · 20095 okunma
74 syf.
1/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Tanıdığı en sıkıcı, en banal insanın kafasından geçenleri merak edenlere
Orijinalini okuduğum için kitabın çeviri kalitesi hakkında bir fikrim yok, ama zaten okumayın. Hayatımda okuduğum en berbat, en aptalca denemelerden biriydi. Pek çok kategorizasyonun iddiasına göre şiir olduğu öne sürülen bu berbat vakit kayıplarının herhangi bir şairanelikle uzaktan yakından alakası olmadığını belirtmem gerekmez sanırım. Mesela Hristiyanlık hakkında ne düşünürseniz düşünün, inanılmaz bir mitolojisi ve tarihçesi olduğu su götürmez bir gerçek. Maggie Nelson o kadar berbat bir kaleme sahip ki Hristiyan referansları bile sıkıcı yapmayı başarıyor. Sanırım kendi de bunun farkında olsa gerek çünkü kitabın en az yarısı, iyi yazarlardan yapılan alıntılardan oluşuyor. Kitapta “düzgün yazım” olarak düşünülebilecek tek şeyler, başka yazarların kaleminden çıkma. Nelson’ın kendi zırvalıklarıysa o denli salakça ki beyin hücrelerinizin öldüğünü hissettiriyor. Çünkü başka yazarların kaliteli düşüncelerine sülük gibi yapışmasına rağmen bunlardan en ufak bir ilham almayı bile başaramayacak kadar boş teneke biri. Nelson’ın adına beni utandıran bir başka noktaysa tüm kitabı numaralandırarak aforizmalar gibi yazmış olması. Bu kadar orijinallikten uzak, sıkıcı, bayıcı, basit bir insanın kendini derin zannetmesi kadar komik bir şey daha düşünemiyorum. Kişinin biraz kendinin farkında olması lazım. Her sahte aforizmanın birebir aynı formatı izliyor olması da işin tuzu biberi. Sıkıcı ve boş beleş insanların kafasından neler geçtiğini hep merak ederdim, hiçbir şey geçmediğini öğrenmiş oldum.
Mavibent
MavibentMaggie Nelson · Kolektif Kitap · 201745 okunma
256 syf.
1/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Bir önceki ay okuduğum Lonesome Traveler’ın ritmine o denli hayran kalmıştım ki daha fazla Kerouac okumak için Mart ayının gelmesini zor bekledim. Mexico City Blues ve Big Sur arasında kalıp, hem Lonesome Traveler’daki haikuları beğendiğim hem de Kerouac’ın kalemine dair en sevdiğim şey yer yer şairaneliği olduğu için doğrudan bir şiirini okumaya karar verdim. 242 korodan oluşan tek bir şiir aslında Mexico City Blues. Bu nedenle tek oturuşta bitirmek istedim. Belki de art arda okumak yanlıştı, çünkü bazı korolar o kadar berbattı ki devamındaki her şeyin deneyimini zedeledi benim için. Tıpkı On the Road’un ve Lonesome Traveler’ın kimi pasajlarındaki gibi ritmin ve sözcüklerin akışının doğrudan bebop bir hava vereceğine eminken geçtim herhangi bir jazz ritmine sahip olmamasını, bütünüyle ritm ve tempo sorunu yaşayan bir şiirle karşılaştım. Kerouac’ın en ilgi duyduğu meselelerden biri nefes, kesintisiz nefesle ilgili arayışlarını düzyazıda büyük bir başarıya ulaştırdığını düşünüyorum. Buna karşılık bu şiirlerdeki tamamen rastgele dizelere bölme şekli, nefesi de bölüyor ve sonuçta ortaya takılan, adeta robotik bir okuma çıkıyor. Sahip olduğum tek Kerouac şiir kitabıydı. Sanırım başkalarını aramayacağım. Size de tavsiyem, düzyazılarını orijinalinden okuyarak Kerouac’ın ritmini, temposunu deneyimlemeniz.
Mexico City Blues
Mexico City BluesJack Kerouac · Penguin Yayınları · 20191 okunma
101 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
İç ısıtıcı kedi akisleri
[Orijinalini Penguin basımı üzerinden okuduğum için çevirisi hakkında bir değerlendirmede bulunamam, ancak pek çok kitabın aksine çeviriden okunmasında çok büyük bir deneyim kaybı yaşanacağını zannetmiyorum, ama elbet ki birebir yazarın kendi cümlelerinden okumak apayrı bir his olacaktır.] Burroughs’a nedenini bilmediğim bir sıcaklık duyuyorum,
İçerdeki Kedi
İçerdeki KediWilliam S. Burroughs · Sel Yayıncılık · 2013194 okunma
176 syf.
1/10 puan verdi
Kitabın tanıtımı, deneyimi etkiler mi?
Bir buçuk yıl kadar önce okuduğum ve notlarım eski telefonumda kaldığı için hikayelerin her biri hakkında detaylı yorumlar yapamayacağım, ancak geneli hakkındaki hayal kırıklığımı bugün hala aynı şekilde hissediyorum.
Convenience Store Woman
Convenience Store Woman
ile benzer zamanlarda okuduğum ve kendimi hakkında esasen benzer bir tepki verirken bulduğum Revenge, daha önce başka
Revenge
RevengeYoko Ogawa · Picador · 20133 okunma
Reklam
346 syf.
1/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Bir dönem tumblr’da hayvan maskeleri takıp değişik kompozisyonlarda çekilen fotoğraflar vardı. Yarattıkları sürreel ve tekinsiz hissiyatla son derece çekici bir havaya sahiplerdi. Mona Awad da bunları görmüş ve “Evet, bunları çalıp onlara dair havalı olan her şeyden yoksun bir fan fiction yazabilirim,” demiş olmalı, zira Bunny bundan ibaret gülünç bir kağıt ve piksel israfı. Her şeyiyle yetişkin birinin kaleminden çıktığına inanmakta zorluk yaşıyorum. Oluşturulmaya çalışılan estetik bile esasında son derece gülünç, bir çocuk kitabı veya filminden çıkmış gibi — 9-10 yaşından sonra enteresan gelebilmesi mümkün değil. İnanmakta en zorlandığım şeyse birinin Mean Girls fan fictionı yazıp bu kadar berbat bir şey elde etmeyi başarabilmesi. Belki de bunun nedeni, Mean Girls’ün kendini ciddiye almayan kitsch bir film olması; Bunny ise kendini olduğundan çok daha ezoterik, mistik, derin ve değerli bir eser zannediyor. Tam da kendini çok eşsiz ve önemli bir şey yapıyor zannettiği için sakız gibi uzuyor, uzadıkça uzuyor, hiçbir gerçek konusu/hikayesi/olay örgüsü ya da karakter/durum tahlili ya da edebi değeri olmamasına rağmen bitmemecesine uzuyor. Bu sayede gülünçlüğüne yalnızca bir sıkıcılık ekliyor. Kitabın en trajikomik yanı ise Awad’ın sürekli yazdığı kitaptan katlarca daha ilginç duyulan, karakterlerinin yazmakta olduğu kurgu-içi hikaye konularından bahsetmesi. Belki gerçekten iyi bir yazarın elinde bu fikir bile kayda değer bir kısa hikayeye dönüşebilirdi; ancak Awad kesinlikle o yazar değil. Awad’ın bir yazardan çok sosyal medyadaki estetikler üzerine kapitalize eden bir pazarlamacı olarak başarılı olması ise bir diğer trajikomedi.
Bunny
BunnyMona Awad · Viking · 201931 okunma
144 syf.
5/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Olumsuz kitap eleştirilerinde gördüğüm ve garipsediğim bir akım var: okurun, problemin kendisinde olduğunu öne sürme çabası. Adeta kitabı eleştirmekten korkan bir yaklaşım gibi geliyor bu bana, kötü bir şeye kötü diyememek, yazarın kabahatini kendi üzerine almak bana bir özgüvensizlik hissi veriyor. Bu nedenle bugüne kadar yazdığım her negatif
Ô Mon George, Ma Belle Maîtresse...
Ô Mon George, Ma Belle Maîtresse...Alfred de Musset · Gallimard Education · 20101 okunma
158 syf.
6/10 puan verdi
·
6 günde okudu
American Horror Story fanları için
Kitap hakkında konuşmadan önce, kitabın İngilizce çevirisini e-kitap olarak okuduğumu, kitabı okurken e-kitap okumayan annemin de okumasını istediğim için Türkçe çevirisini ona aldığımı belirtmek isterim. Dolayısıyla Türkçe çevirisini okumadım, çeviri hakkında yapabileceğim tek yorum, annemle konuşurken kafasını karıştıran bir detayı açıkladığında
Comemadre
ComemadreRoque Larraquy · Fol Kitap · 202122 okunma
248 syf.
1/10 puan verdi
·
109 günde okudu
Hangi noktada insanların iyi niyetinden şüphe edersiniz?
Black Swans’ı okurken aklıma takılan esas soru buydu: kişilerin iyi niyetinden hangi noktada kuşku duyulmaya başlanır? Sorumun nesnesi yalnızca Babitz değildi, belki de çok daha büyük boyutta yazarı yerlere göklere sığdıramayan her sosyal medya kullanıcısıydı. Büyük beklentilerle başladığım bu kitabın ve yazarının iyi niyetinden şüphe duymaya
Black Swans: Stories
Black Swans: StoriesEve Babitz · Counterpoint Press · 20187 okunma
40 syf.
6/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Diliyle de görselliğiyle de minimalist
Ne bir ebeveynim ne de bir çocuk eğitimci, dolayısıyla elimden geldiğince objektif olarak bahsetmeye çalışacağım ki herkes kendi kanaatini oluşturabilsin. Oldukça kısa bir kitap, 40 sayfalık çocuk kitapları daha daha dolu olabiliyor ancak sanırım buradaki hedef kitle daha da küçük yaşlar. Dili de cümle yapıları da 2-3 yaşa uygun olarak son derece basit. Konusu iç ısıtıcı olsa da benim içimi ısıtmaktan daha ziyade kalbimi kırmada başarılıydı: bir yavru kedinin, daha büyük bir kedisi olan bir eve getirilmesi ve nihayetinde kendisinin büyük kedi olması anlatılıyor, yani maalesef ki bir hayvanın ölümünü içeriyor. Bu nedenle doğru yaş aralığından emin değilim, dediğim gibi herkes kendi karar versin içeriğin uygun olup olmamasına. Son olarak görsellere gelirsek, benim çocukluğumdan alıştığım (ve bayıldığım) çılgın ve aşırı renkli Roald Dahl damarıyla taban tabana zıt, son derece minimalist bir yaklaşım izlenmiş. Beyaz ve siyah kedilerin görselliği göze hoş gözüküyordu, her zaman olduğu gibi bu kitapta da kediler son derece sevimli çizilmişti.
Big Cat, Little Cat
Big Cat, Little CatElisha Cooper · ‎Roaring Brook Press · 20172 okunma
126 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Filmi önce izleyin, çünkü…
Kült korku filmi Hellraiser’dan daha ‘ikonik’ ne olabileceğini merak ediyorsanız cevap kesinlikle filmi doğuran bu kitap. Efektleri zamanı nedeniyle biraz komik olmasına rağmen yıllarca bayıldığım bir filmdi; kitabının mükemmelliğini gördükten sonra retrospektif olarak bir hayal kırıklığı yaşamadım değil. Yanlış anlaşılmasın, filmde yazarın da
The Hellbound Heart
The Hellbound HeartClive Barker · HarperVoyager · 2008619 okunma
Reklam
55 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Pink Floyd dinlemek gibi, transandantal deneyimler
Penguin’in bu serisine ne kadar bayıldığımı söylemeden edemeyeceğim (ki sanırım kendileri kadar minik bir rafta seriyi olabildiğince biriktirme çabalarımdan da rahatlıkla anlaşılır): gerçekten minicik oluşlarının çekiciliğinden fiyatlarının (her ne kadar kurdan dolayı orijinaliyle uçurumlar olsa da) uygunluğuna kadar hem materyal sebepler, hem de
The end
The endSamuel Beckett · Penguin Classics · 20185 okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
107 günde okudu
Şahane, mükemmel, harikulade, ve nicesi
Kitabın konusu basit: ikiz kadınlar Urbino’da terör estiriyor, görgü tanıkları kendi hikayelerini anlatıyor, sahte bir gezi rehberi de tüm bu olaylara açıklık getiriyor. Kitabın ne olduğu ise pek o kadar basit değil, çünkü aynı anda çok şey Gitmeyecekler için Urbino: her şeyden önce tamamıyla deneysel, biraz fantastik, biraz büyülü gerçekçi,
Gitmeyecekler İçin Urbino
Gitmeyecekler İçin UrbinoCem Akaş · Can Yayınları · 202050 okunma
360 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
75 günde okudu
Giriş, köprü, tarihi kaynak… herkes için mükemmel ASoIaF okuması
“Game of Thrones”un 100 yıl öncesinde geçen AKotSK, Dunk ve Egg lakaplı ana karakterlerin maceralarını anlatan üç novelladan oluşuyor. Ne yazık ki tıpkı ana seri gibi bu hikaye dizisi de tamamlanmamış durumda, fakat en azından her novella kendi içerisinde ana konusunu tamamlıyor. Benim kitabımın arka kapağında ilk novellaya dair çok büyük bir
A Knight of The Seven Kingdoms
A Knight of The Seven KingdomsGeorge R. R. Martin · HarperCollins Publishers · 2017255 okunma
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Hakkında ne söylense az kalacak, söylenecekler de söylenemeyecek bir kitap Tarık Akan’ın darbe dönemindeki tutukluluğundan bahsettiği anı kitabı “Anne Kafamda Bit Var.” Almanya’da kültür emperyalizmine karşı verilecek kurtuluş savaşının da kazanılacağı hakkındaki sözleri, Tercüman gazetesi tarafından kasıtlı olarak “Birinci Kurtuluş Savaşını
Anne Kafamda Bit Var
Anne Kafamda Bit VarTarık Akan · Can Yayınları · 20205,9bin okunma
55 syf.
1/10 puan verdi
·
17 saatte okudu
Hayal kırıklığı — uzak durun
Arka kapaktaki ‘vaat’ olmasa belki bu kadar olumsuz bir geribildirimim olmazdı, çünkü Penguin’in bu üç hikayelik minik seçkiden bahsi şu şekilde: “Bu minyatür şaheserlerde, sıradan Amerikan yaşantısının yüzeyi altında art niyet, aldatma ve yaklaşan dehşet yatıyor.” (Kendim çevirdim, rahatlıkla orijinalini de bulabilirsiniz.) Her ne kadar beni bu
The Missing Girl
The Missing GirlShirley Jackson · Penguin Books · 20182 okunma
416 syf.
1/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Neden okuduğum en berbat kitaplardan?
1) Aynı anda çok fazla şey olma çabası. Yazar (ki Nick Cutter bir takma isim; adı Craig Davidson) ne türde bir hikaye yazacağına karar verememiş. Pandemi hikayesi, bilimkurgu, gerilim, korku arasından anlamlı bir tane seçmek yerine hepsini tek seferde yazmaya çalışmış. Kitabın sonunda ise, en çok bir kozmik korku yazmaya çalıştığını anlıyoruz.
The Deep
The DeepNick Cutter · Gallery Books · 20162 okunma
Reklam
104 syf.
5/10 puan verdi
StoryGraphları “dark, emotional, reflective” diyenler için
• GİRİŞ • Teulé’nin eserine puanımın 5/5, 10/10, 100/100 olduğunu; verdiğim puanın çeviriyi ve birçok yazım hatasının varlığını yansıttığını söyleyerek başlamak isterim. • OKUMA ORTAMI: İZLENİM ve TAVSİYE • “Dansa Davet,” tam bir kapalı, yağmurlu hava kitabı: tek oturuşta bitirileceği için bu tarz bir akşamüstüne saklamanızı öneririm.
Dansa Davet
Dansa DavetJean Teule · Sel Yayıncılık · 20204,611 okunma
128 syf.
1/10 puan verdi
Kitap & Audiobook/Albüm: İnceleme ve Karşılaştırma
On yıldır Born to Die’ın mükemmelliğini aşamamış, ondan sonra da bu albümdekine benzer daha “karanlık ambiyanslı” Lana şarkılarına ölüp bitmiş biri olarak beklentim çok yüksekti. Lana’nın şarkılarında elbet ki müziğin rolü büyük, ancak her ne kadar bazen kafiye için saçma dizeleri olsa da şarkı sözlerinin bir “hikaye” anlatmada ve his
Violet Bent Backwards Over the Grass
Violet Bent Backwards Over the GrassLana Del Rey · Simon & Schuster Publisher · 202066 okunma
790 syf.
7/10 puan verdi
Kendi içinde daha başarılı bir Twilight tekrar-anlatımı
Life and Death’e ayrı bir kitap sayfası açılmamış diye buraya ekliyorum değerlendirmemi. Dolayısıyla değerlendirmem ne Twilight hakkındaki görüşlerimi içeriyor ne de çeviri hakkında bir geribildirim. Genç kızların beğendiği her şeyle dalga geçmenin (içselleştirilmiş) mizojinist bir trend olduğunu farkına vardığımdan beri 6. sınıf yılıma damgasını
Alacakaranlık / Yaşam ve Ölüm: Alacakaranlık Sil Baştan
Alacakaranlık / Yaşam ve Ölüm: Alacakaranlık Sil BaştanStephenie Meyer · Epsilon Yayınları · 2016403 okunma
208 syf.
1/10 puan verdi
Sıkıcı, tekrar edici, male gaze dolu
İlk kez Remzi’de, Hiro Arikawa’nın şahane The Travelling Cat Chronicles’ıyla birlikte sergilenirken gördüm Before the Coffee Gets Cold’u, ve konusu o kadar büyüleyici geldi ki yıllarca okunacaklar listemde bekledi “doğru zaman”ı. Nasıl bir zaman aradığımı hala bilmiyorum, çünkü o “doğru an”ı asla hissetmedim; fakat birkaç ay önce bir buddy-read
Before the Coffee Gets Cold
Before the Coffee Gets ColdToshikazu Kawaguchi · Picador Publishing · 20195,6bin okunma
120 syf.
1/10 puan verdi
Sh*tpost tadında
Bir IG gönderisinde gördüğüm “What have you done today to deserve your eyes?” alıntısına, paylaşımlarda kitabın konusunun bahsi son derece muğlak yapıldığı için, kendi hayal gücümün yorumuyla yaklaşarak büyük beklentilerle okudum LaRocca’nın büyük övgüler toplayan bu kitabını. Hala daha nasıl övgü topladığını çözemiyorum, çünkü sadece okuduğum en
Things Have Gotten Worse Since We Last Spoke
Things Have Gotten Worse Since We Last SpokeEric LaRocca · Weirdpunk Books · 202134 okunma