...bizim için üstün "iyi" ve ebedi saadet, Tanrı'yı tanımak ve sevmektir. Tabiatıyla, zihnimize ve yüreğimize nakşolmuş ilahi kanun Tanrı' yı ceza korkusundan değil, bu bilgi ve sevgi "tüm insan davranışlarının nihai amacı ve hedefi" olduğu için sevmektir...
Entelektüel sevgiye ulaşarak felsefi hikmetle tüm dinleri aşma
"Dışsal itaat" "içsel manevi faaliyetten" daha güçlüyse, demokrasilerimiz zayıflama tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Yurtaş eğitiminin hayati olduğunu hatırlatması bundandır. Bu eğitim genel bilgilerin öğrenilmesiyle sınırlı kalmamalı; birlikte yaşamayı, yurttaşlığı, kendini tanımayı ve akla başvuruyu kuvvetlendirmeyi de
Bu eser sayesinde Baruch Spinoza’yı tanıyabilir ve bu büyük düşünürün fikirleriyle tanışabilirsiniz.
17. yüzyıl felsefesinin önde gelenlerinden olan Spinoza ‘deizm’ fikrinin öncülerinden olabilir. Eserlerinde Tanrı’nın varlığını kabul eder fakat dinin Tanrı tasvirine , betimlemelerine de itirazı vardır.
Spinoza’nın ,Tanrı’nın varlığına ulaşmak için aklı ve sevgiyi birleştirip bunu bireyin iç dünyası üzerinden sevgiye sararak işlemesi onu farklı kılıyor.
Velhasıl bu büyük insanı tanımak isteyen bu kitaba sarılabilir.
Spinoza MucizesiFrederic Lenoir · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020335 okunma
Spinoza için hakiki ilahi yasa inancın gereklerini ve ibadetleri yerine getirmek değil, Tanrı'nın bilgisine sahip olmak ve onu sevmekle elde edilebilecek olan en üstün iyi, yani ebedi saadet arayışıdır.
Spinoza "Bizim için üstün 'iyi' ve ebedi saadet, Tanrı'yı tanımak ve sevmektir" demiştir bunun için. Kutsal metinleri yorumlama metodunun daha derin bir analizine girişir Spinoza. Bu son bölümler, kutsal metinleri iktidarlarını pekiştirmek ve insanlar üzerindeki hakimiyetlerini artırmak için kullanan din adamlarına, ilahiyatçılara ve dini otoritelere karşı sert bir suçlamayla başlar: "Dini, Kutsal Ruh'un öğretilerine riayet etmekten ziyade insan icadı şeylerin savunulması hali ne getiren ve hatta insanlar arasında sevgiyi değil ateşli bir Tanrı coşkusu kisvesi altında kavgayı ve nefretin en zalimini yaymakta kullanan; ancak küstah bir hırs olabilir." Dini tutkuların ve Tanrı adına masumları katletmenin yeni bir dalga halinde sökün ettiği çağımızda, Spinoza'nın bu sözü son derece çarpıcıdır. Yani kutsal metinlerin yorumlanması kesinlikle, kendinde bu konuda tekel olma hakkını gören bir zümreye bırakılmamalıdır. Spinoza bu bakımdan Protestanlara Katoliklerden daha yakın durur. Zira Reform'un temellerinden biri tam da, kutsal metinleri yorumlama işini Katolik din adamlarının tekeli olmaktan çıkartıp, manevi bir ortaklık içinde yorumlayacak olan tüm inananlara teşmil etmektir.