Gönderi

Günümüzde bir robot gibi eylemde bulunan ve duyan bir kimseyle tanışabiliriz. Onun gerçekten kendisinin olan bir şeyi hiçbir zaman yaşamadığını anlarız. O kendisini bütünüyle, 'olması istenen kişi' olarak düşünür ve duyumsar. Böyle birinde kahkahaların yerini gülümseme, bildirişimsel konuşmanın yerini anlamsız gevezelik, gerçek üzüntünün yeriniyse donuk bir umutsuzluk almıştır. Böyle biri için iki yargı verilebilir: Biri, onun tedavi edilemez gibi görünen bir kendiliğindenlik ve bireysellik eksikliği çektiğidir. Onun aynı zamanda temelde aynı durumda olan binlerce başka insandan farklı olmadığı da söylenebilir. Bu eksiklik için sağlanmış olan kültürel kalıp, bu gibilerin pek çoğunda bir nevrozun patlak vermesini önler. Ama bazılarında kültürel kalıp işlevini yerine getirmez ve eksiklik oldukça yeğin bir nevroz şeklinde ortaya çıkar. Bu gibi durumlarda nevrozun apaçık bir şekilde patlak vermesine kültürel kalıbın engel olamaması ya patolojik güçlerin daha yeğin olmasının ya da kültürel kalıp onların sessiz kalmalarını istediği halde, savaşmaya kalkışan sağlıklı güçlerin bir sonucudur.
Sayfa 236Kitabı okudu
·
50 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.