Helen Moran beyaz bir çift tarafından evlatlık olarak alınmış iki Koreli çocuktan biridir. Üvey erkek kardeş intihar eder Helen davet edilmediği halde cenaze ye katılır. Çocukluğun geçtiği eve gelince burada aslında hiç önemsenmediğini , cimri pinti dindar olan aile tarafından sevgisiz bir şekilde büyütüldüğünü anlatıyor .intihar eden erkek kardeşinin de aynı şeyleri yaşadığını fakat onun sonunda pes edip intihar ettiğini anlatıyor. Amerikalı bir aile de büyüse de Koreli şeklinin hep ötekileştirildiğini kardeşi ile kan bağı olmasa da aralarında bir bağ bulunduğu hissettim. Geçmişle hesaplaşma bir intiharın çözümlemesi var sadece ölünce kıymetli oluyor insan derken, bunun bir formalite olduğu kimsenin umurunda bile olmadığını mizahı bir dille anlatıyor. Fark edilmeyen önemsenmeyen bir insanın iç monologu bu kitap kesinlikle okunmalı şiddetle tavsiye ederim.
Atomik alışkanlıklar kitabı iyi alışkanlıklar edinme kötü alışkanlıklardan kurtulmak için yöntemler anlatan bir kitap, diğer kişisel gelişim kitaplarından farklı olarak okuması çok zevkli her bölümde bir hikaye anlatıyor yazar ve hikayeleri de çok güzel hikayeler. Yazar kitaba ilk hikaye olarak kendi hayatını anlatarak başlıyor. İyi alışkanlıklar edinme de sonuçtan çok süreç önemini vurguluyor. Yüzde bir oranında başarı ile başlayan süreçte bir hedefe varmadan çok kimliğe etkisinde bahsediyor.yani kalıcı bir değişimden bahsediyor. Örneğin hedef bir kitap okumak değil, okuyan birine dönüşmek olmalıdır.iyi alışkanlıkları dört yasada işliyor, alışkanlıklar da ödül ve cezanın rolünden bahsediyor. Bunun yanında genlerin ve şansın da etkisini anlatıyor, bana göre eğitici ve motive edici bir kitap , masal anlatmıyor kitap hayatımızda iyi alışkanlıklar edinme sabır işi hemen sonuç vermeyebilir ama sonunda kişiliğinde değişim yaşıyor insan güzel bir kitap olmuş kesinlikle tavsiye ederim.
Bir insan, akciğer kanseri riskini artırdığını bile bile niye sigara içer? Bir insan obezite riskini artırdığını bile bile neden aşırı yer? Bir insan cinsel yolla bulaşan hastalıklara yol açabileceğini bile bile neden korumasız seks yapar? Beynin ödüllere nasıl öncelik verdiğini anladığınızda cevaplar netlik kazanır; sigara içmek sizi on yıl sonra öldürebilir ama şuanda stresinizi azaltıp nikotin isteğinizi yatıştırır. Aşırı yemek yemek uzun vadede zararlıdır ama şu anda iştahınızı dindirir. seks- güvenli olsun yada olmasın - bize hemen zevk sağlar. Hastalık ve enfeksiyon günlerce ya da haftalarca, hatta yıllarca ortaya çıkmayabilir.
Franz yirmi yıl bir fabrika da çalıştıktan sonra işten çıkarılıyor. Sonra aniden eşi aniden evi terk eder. Franz yıllarca uğraşmış ev yapmıştır. Ama eşi herşeyi bir anda silmiş , bir mektup yazmış ve boşanma davası açmış . Franz bu karşılık olarak mektup yazmış, bu mektup da bu kitap oldu, kitabın kaba, kırıcı ,suçlayıcı bir dili var , yerden yere vuruyor kadını , kadının öz güvensiz ,yetersiz boş bir kadın olduğunu nankör olduğu falan filan anlatıyor Franz işten atılınca daha doğrusu para bitince kadının onu terk ettiğini anlatıyor. İlk bakışta franz'a acır ken sonraları Franz dan gıcık oluyorsunuz. Bu kitabı herhalde okuyan bir çok kadın Franz dan nefret eder. Hatta biraz feminist ise kitabı parçalar. Ama bu kitabın acayip bir yanı var bunu bir tilki yazmış . Bu kitabın yazarı bir kadın ve sanki Resi- Marie therese' yi eleştiriyor gibi görünüyor ken aslında Franz dan nefret ettiriyor. Yazar zeki biri müthiş bir ironi var , ustaca ve kaba bir monolog kullanılarak erkek dibe vuruluyor. Kadın düşmanlığı var gibi görünüyor ama aslında erkek düşmanlığı var bence ,felaket bir kitap zekasına hayranlık duymamak elde değil yazarın şiddetle tavsiye ederim
İnsanın hayatın da önemli insanlar vardır. Bunun en başında doğduğu andan itibaren gördüğü, beraber yaşadığı insanlar onun için ayrı bir yer tutar. İnsan hayatı boyunca anne ve babasını unutamaz . Jean Louis Fournier de on beş yaşında babasını kaybetmiş. Alkolik bir doktor olan babası ev hayatın da çok iyi bir baba olmasa da , dışarı da (bistro da) takılmayı çok sevse de baba babadır. Günahıyla sevabıyla bir çocuk için baba babadır. Hatta isterse evlenip çoluk çocuğa karışSın insan , yaşı kaç yaşında olursa olsun baba babadır insan için. Kitap da çocuğun gözünden babası anlatılmış, mükemmel bir dil kullanılmış, insan hüzünleniyor . Kendi yaşamını düşünüyor. Belki bu kitabı bu kadar sevmemin nedeni kendi yaşamından bir şeyler bulmam olsa gerek, yaşanmış ve yaşanabilecek şeyler insanı acıtıyor insanı özlem duyuyor insan sevdiklerimizi yitirmenin ağırlığı insanı eziyor . Daha güzel şeyler umarken.harika bir eser şiddetle tavsiye ederim
Kitabın ismine bakınca başka bir şey bekliyordum garip bir şekilde dini bir şey bekliyordum. ama kitap beni şaşırttı. Bir güce başkaldırı bir intikam romanı beklemiyordum. Hele ki İzmir'de, köstenceli osmandan bir ince memet çıkmış eczacı Süleyman Dan da Abdi Ağa çıkmış . Kitap bana garip bir şekilde İhsan oktay Anar'ın suskunlar'ı ile Yaşar Kemal'in ince memet karışımı gibi bir kitap olmuş.masalsı bir havası var ,yunus avlama sahneleri Yunan mitolojisi gibiydi.Ege kıyılarında olan Balıkçı kasabasından dağ başında bir köy izlenimi de veriyor.köyün Ağası da eczacı Süleyman olmuş,aslında basit olan konu aralara sıkıştırılmış hikayeler ile zorlaşıyor ve karmaşık bir hal alıyor .işte bu kısım ihsan oktay anar kitaplarını hatırlatıyor. Kitap balıkçı terimleri dolu fakat akıcı bir kitap çok büyük bir beklenti içinde olmamak koşuluyla okunmasını tavsiye ederim. Açıkçası çok etkilenmedim .
"Var olmak umutsuzluk çekmekten başka bir şey değildir... çünkü var olmuyoruz, var ediliyoruz."
Son zamanlarda okuduğum en güzel kitaplardan biri, müthiş bir finalle bitiyor. kitap baştan sona monolog bir diyalog şeklinde ilerliyor ,anlatıcı (kız) sürekli ilişkisini bitirmeyi düşünürken tabi düşünce ile gerçek farklı oluyor, jake peşinden, jake'in ailesini görmeye çiftliğe gidiyor. Baştan sona gerilim yüklü , psikoloji bozucu , kasvetli bir havada gidiyor bir o kadar antipatik bir aile ile karşılaşıyoruz , arada ipuçları veriyor kitap, kafa karıştırıcı bir telefon sapığı var üstüne üstlük derken son sayfalarında şok etkisi yaratıyor kitap müthiş bir son iyi bir kurgu üstüne üstlük müthiş bir gerilim ve merak uyandırarak yapıyor. Sonunda Jake acıyorum be.. hayatın anlamını sorgulatıyor . Yaşamak için bir sebebi olmalı dedirtiyor kitap insanın!!!. Yalnızlık bir mücadeledir ve bu mücadeleyi ne kadar sürdürebilir insan bu dayanma gücü ile alakalıdır belki o kağıda numarasını yazsa jake'nın hayatı farklı olurdu. Bazı şeyler şans mı yok sa çocukluk döneminde yaşadığımız anıların tanıdıkların etkisi var mı ? Yaşamımızı başkaları mı belirliyor? Tek başına bu acımasız dünya ile insan baş edebilir mi ? Tam bir ironi, Beyin yakan türden bir kitap kesinlikle okunmalı şiddetle tavsiye ediyorum.