“bizi
insanlara
bağlayan şey,
bir gece öncesine ait hatıraların,
ertesi sabaha ait beklentilerin oluşturduğu
sayısız kök ve zincirdir;
kopamadığımız alışkanlıkların
kesintisiz örgüsüdür.”
.
m .proust -
“bizi
insanlara
bağlayan şey,
bir gece öncesine ait hatıraların,
ertesi sabaha ait beklentilerin oluşturduğu
sayısız kök ve zincirdir;
kopamadığımız alışkanlıkların
kesintisiz örgüsüdür.”
-
Yahudi kökenli Almanya doğumlu Amerikalı ünlü bir psikanalist, sosyolog ve filozoftur. Ruh bilimine Marksist-sosyalist ve insancıl yaklaşımın en önemli temsilcilerinden
olan
Eric Hoffer ayrıca ateistdir
Fromm, hümanistik ruhu erken Budizm ve Taoizmde, Sokrat ve Spinoza'da Peygamberlerin öğretisin- de, Yahudi ve Hiristiyan geleneklerindeki mistik yönelimlerde ve Fransız devriminin akıl dininde görür
Batı'da Zen
Nietzsche'nin Budizm üzerine bilgisi, ilham kaynağı olan Schopenhauer'e dayanmaktadır. Nietzsche, Budizmin "benliksizlik" (non-self/anatman) görüşünü kolaylıkla nihilizm ile karıştırmış ve Budizmin nihilist bir din olduğunu öne sürmüştür
.Budizm neyi savunur?
Bu bağlamda Budizm, esas itibariyle “nedensellik veya bağımlı varoluş yasası, dört temel hakikat, sekiz dilimli/aşamalı yol, kurtuluş, karma ve yeniden bedenlenme” gibi öğretileri benimseyen bir dindir.
"insanın doğasıyla ve dönüşümüne yol açan bir pratikle ilgili olmalarına rağmen aralarındaki farklılıklar benzerliklerden daha ağır basar..
Psikanaliz bilimsel bir yöntemdir, dinden tamamen bağımsızdır. Zen, “aydınlanmaya” erişme tekniği ve teorisi olup Batı’da dini veya mistik olarak görülebilecek bir deneyimdir.
Psikanaliz ruhsal bozukluklara dair bir tedavidir, Zen ise bir tinsel kurtuluş yoludur. Psikanaliz ile Zen-Budizm arasındaki ilişkiye dair bir inceleme, aralarında köklü ve bağlantı kurulamayacak derecede farklılık bulunduğuna dair bir açıklamadan başka bizi hangi sonuca götürebilir?"
Nietzsche, Kant tarafından “kendinde şey” olarak ifade edilen söylemin de bu dünyayı
içerdiğini ve dünyanın “anlam yüklü, derin, mutluuluğu ve mutsuzluğu” içinde taşıyan bir yer
olduğunu anlatmak ister. Burada Kanımızca, tasarım (yanılgı) ifadesiyle de Schopenhauer’un dünyayı
tasarım olarak görmesine bir gönderme yapılmaktadır ki Schopenhauer dünyayı “istenç ve tasarım”
olarak ifade etmiş, Kant’ın numen ifadesi olan “kendinde şey” yerine, istemeyi yerleştirmiştir. Burada tinsel kurtuluş ile nihilizm sizce bağdaşabilir mi?
Nihilist akımda inanç ve ahlaki değerler yok sayılır. Nihilistler Tanrı'yı reddeder. İlk ortaya çıktığı dönemlerde ilahi ve ahlaki değerlerin reddedilmesi ile başlamıştır nihilizm..
.Jean Grenier'e göre Nietzsche asla bir nihilist olmamıştır. "Güç İstenci" adlı kitabında belirttiği üzere Nietzsche, Nihilizm'i sonuna kadar yaşamış ve onu aşmıştır.
.Immanuel Kant'ın temel felsefesi, duyusal dünyanın ötesinde bilemeyeceğimiz bazı şeylerin olması şeklindedir. Hoşgörü ve evrensel Etik düsturlarıyla motive edilen rasyonel ve ahlaki failler olarak herkesin eşit haklara sahip olduğunu düşünüyordu..
Kant'a göre, bu dinde bir takım ilahi buyruklar yer almasına rağmen ahlaki yükümlüklerin bildirildiği asıl din, doğal din
Kant; Tanrı'nın varlığı, hürriyet ve ölümsüzlük problemlerinin bir bilgi meselesi olmadığını ileri sürer. Bütün bilgilerimiz deney ile başlar ancak bunlar hakkında deney mümkün değildir; bu yüzden pratik akla dayalı bir iman söz konusudur.
Nietzsche düşünce tarihinin en ünlü sözlerinden biri olan "Tanrı öldü" sözünü ilkin Şen Bilim'de kullanır ve daha sonra ifadeyi yoğun bir biçimde Böyle Buyurdu Zerdüşt adlı eserinde insanlığın içine düştüğü ahlaki ve kültürel durumu kodlamak için bir metafor olarak kullanır....
Yeterli olmuştur umuyorum