Tolstoy'un en beğendiğim eserlerinden biri. Okuyucuya umut, ve iyimserlik aşılarken, sevginin bizleri birleştiren yegane şey olduğunu ve ruhun ölümsüzlüğünü kısa hikayeler ile anlatıyor.
"Yalnız kalan insanlar, kendileri için neyin gerekli olduğunu ve neyin onlara mutluluk getireceğini bilmeden uzun bir süre yaşadılar. Son zamanlarına doğru içlerinden kimileri emeğin bazıları için bir korku, bazıları içinse zindandan bir mutsuzluk değil de, toplumsal mutluluğun kaynağı, insanları bir araya getirmenin yolu olduğunu; ölümün onları her saat sinsice beklediğini, insan için tek mantıklı şeyin her geçen yılı, ayı, saati, hatta dakikayı barış, anlayış ve sevgiyle geçirmek olduğunu anladılar. Hastalıkların insanları birbirlerinden uzaklaşma sebebi değil de, birbirlerini sevme sebebi olduğunu idrak ettiler."
Hiçbir şeyin benim için gerçekleşmediği, ama yine de her şeyin bana dahil olduğu duygusunu taşıyordum yalnızca; ilgisiz kalsam da, çok derin ve çok gerçek şeyler tadıyor olmak müthiş mutluluk veren bir duyguydu, ruhumun en canlı kaynağını oluşturur, tanımadığım yerlerde şehvet gibi üstüme çökerdi.
Kendini müthiş özgür hissediyordu şimdi. Öfkesi, korkusu, kaygısı, pişmanlığı, kızgınlığı kalmamıştı artık; tek duyumsadığı dudaklarına dokunan serin, çok serin, mehtabın serinlettiği, hafif bir meltemle dalgalanan yoğun havaydı şimdi.