-Sessizliği duyuyorum, dedi.
-Sessizlik duyulur mu?
-Sessizlik duyulur, sessizlik bağırır.
Son kurduğu cümle bu oldu. Onun sesini bir daha hiç duymadım. Sessizliği ise hiç susmadı.
Bu dünyada en nefret ettiğimiz kişiye dönüşmemiz çok ironik değil mi?
Düşünsenize, birinden o kadar çok nefret ediyor, onu o kadar çok düşünüyorsunuz ki, en sonunda ona dönüşüyorsunuz...
Sınırları incinmiş bireyler kölelerdir. Kendileri değerlerine dayalı kararlar vermeye çalışır, ancak, bu kararlara genellikle etrafında bulunanların arzularını yansıtırlar.
Pek çok kişiye defalarca ruhlarını beslemenin ve ona iyi bakmanın bencilce ve yanlış olduğu söylenir. Bir zaman sonra o kimseler bunun doğru olduğuna inanmaya başlarlar.
Sınırlar oluşturmaya başladığınızın ilk göstergelerinden biri, yaşamınızdaki belirgin veya belli belirsiz ihlallere gücenmek öfke veya kızgınlık duymaktır.