Mutluluk şiire yakışmaz,
bazen okunan şiirin altını
tuttuğun kalem değil,
gözyaşın çizer.
Mutluluk şiire yakışmaz.
Sayfalar süren acının anatomisini
güneşle, böcekle, rüzgarla kandıramazsın.
Gülümsemen bile buruk olur,
ömründen gidenlere yanarsın.
Mutluluk şiire yakışmaz.
Hüzün silerken gözyaşını,
nefesinden çıkarken keder
soludukların siner sayfaya.
Öfkeli bakışların örter gecenin karanlığını.
Mutluluk, ah mutluluk
öyle bir uğrar ki
hasta ziyareti gibi
değil şiire
sana bile yakışmaz.
Dış görünüşün müptelası olmuş insanlar
Estetik ucuzluk çarşısı ilişkilerinde.
Kalbin asil duygularını
Ne alırsa bir yalana pazarlıyorlar.
Cüzdanların doluluk oranları ise
Kazanan tek bayi.
Yaşananlara seyirci kalanların
Ne işi var bu dünyada!
Yaşanamayacak duyguları, hayatları
Yaşayamadıktan sonra
İnsan olmanın ne anlamı var?
Paranın tanrısı yok, dini, ırkı, sevdası yok!
Tıpkı putlar gibi.
İnsan basıyor, insan tapıyor.
Duygular karaborsaya düştü,
Değer verene karşılık ihanet
Değer vermeyene karşılık esaret oluyor artık.
Ah tanrım,
Kullarının sadakatini görüyor musun?
Peki ya paranın gücünü?
Sen bu tabloda neredesin?
¶
Kurtulacak mıyım bir gün her şeyden
Yaşam denen bu düz duvarın
Yıkılacak mı taşları,
Yemyeşil bir düzlükte yuvarlanacak mıyım
Hiçbir şeyi, hiç kimseyi düşünmeden.
¶