Alphonse Daudet (13 Mayıs 1840 - 17 Aralık 1897), Fransız yazar.
Naturalizm akımının temsilcisidir. Sapho, Değirmenimden Mektuplar eserleriyle ünlüdür. Ayrıca Jack diye ünlü bir dünya klasiği vardır. İyi bir eğitim aldıktan sonra Alais Koleji'nde "etüt denetleyicisi" olarak görev yaptı. Edebiyat alanında çalışmalar yapmak üzere Paris'e gitti. İlk defa "Les Amoureuses (Aşık Kadınlar)" (1858) adlı şiir kitabıyla tanındı. Değirmenimden Mektuplar kitabıyla adını dünyaya duyurmayı başardı.
Alphonse Daudet, Nimes'de bir tüccar ailenin çocuğuydu. Oldukça avare bir gençlik döneminden sonra ailenin iflâsı üzerine on beş yaşında öğrenimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. Paris'te kendi halinde bir gazeteci olan ağabeyi Ernest'in yanına gitti. Ertesi yıl (1858), yayımladığı bir şiir derlemesinde Aşık Kadınlar, onu edebiyat çevrelerine tanıttı. Asıl başarıya, güneydeki gençliğinin ve başkente gelişinin hikâyesi olan Küçük Şey (1868) ve özellikle Provence yöresini sade bir dille canlandıran eğlendirici masallar derlemesi olan Değirmenimden Mektuplar (1869) ile kavuştu. Taraskon'lu Tartarin, Tartarin Alpler'de, Taraskon Savunması ve Taraskon Limanı ile, Daudet muziplik ve canlılık dolu bir küçük taşra dünyası yaratmıştır. Böylelikle, karikatüre yakın gülünç bir güney folklorunun doğmasına katkıda bulunmuş oldu. Alfonse Daudet daha sonra 1897 senesinde öldü.
Uzun bir süredir öykü ağırlıklı okumalar yapmaktayım. Daha önce paylaşmış olduğum bir alıntıda yer aldığı gibi (#69389465), ben de herkesin bir öyküsü, şiiri, şarkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle okumuş olduğum 172 tane öykü kitabının içinden bana dokunan öyküleri bir ileti altında paylaşmak istedim.
Bu
Portakallar - A. DAUDET /Daha çok hayallere dalıp daha çok kasvet kuşandım.
Can Yayınları'nın kısa klasiklerinden. Yazarın
Değirmenimden Mektuplar isimli eserinden derlenmiş. Sizi alıp farklı yerlere, farklı hayatlara götürüyor. Kimi zaman Paris oluyor bu kimi zaman Cezayir.
Kimi yerde duygulanıyor,
Kimi yerde kızıyor,
Kimi yerde portakal kokularını içinize çekiyorsunuz.
Kimi yer kasvetli düşüncelere iterken kimi yer kahramanla
Merhaba. Alphonse Daudet'den okuduğum ilk kitaptı Sapho. Kitap tahmin edileceği üzere tipik bir Fransız Edebiyatı klasiği. Yazar Daudet'yi okuduğum Maupassant biyografisinde öğrendim aslında. Zola, Flaubert, Mauspassant ve Daudet yakın arkadaşlar ve aynı dönem yazarları olmaları sebebiyle tarzları birbirine yakın. Kitap içeriğine gelmeden yazar hakkında ve kitabın yazım süreci hakkında birkaç şey söylemek isterim. Öncelikle Sapho Daudet'nin kendi hayatından izler taşıyormuş. Yazar dönemin ünlü modeli Marie Rieu ile uzun ve çalkantılı ilişkisinde yaşadıklarını bu kitabıma yansıtmış. Kendi özel hayatı da oldukça hareketli olan yazar bu kitabı oğullarına yirmi yaşına geldiklerinde okumalarını vasiyet etmiş.(kitabın baş kahramanı 20 yaşında olduğu için olabilir:)) Kitap içeriğine gelecek olursak; tutkulu bir aşk öyküsü okuyacaksınız. Balo esnasında tanışan ve aşık olan 20'li yaşlarında ki Jean ile 40'lı yaşlarında ki Fanny arasında ki aşk öyküsü. Arada bu denli bir yaş farkı olunca kafası karışık olan taraf Jean oluyor tabii. Toplum tarafından kabul gören bir ilişki mi yoksa özgürce, içinden geldiği gibi bir ilişki yaşamak mı? Jean bu ikisi arasında kalıyor bir taraftan da Fanny'den vazgeçemiyor. Daudet, Maupassant'ın Bel-Ami kitabında ki gibi dönemin ahlakî değerlerini ve yapısınıda eleştiriyor. Klasik severlere tavsiye ederim. Keyifli ve akıcı bir kitap. Kitapla kalın.
Alphonse Daudet, 19.yy'ın ikinci yarısında yaşamış Fransız bir yazar. Kendisinin Charles Dickens'dan etkilenmiş olduğuna dair bir bilgiye rastladım okuduğum baskının önsözünde. Yine de ben Dickens'ın toplum eleştirisini, bütüne bakan yanını göremedim Daudet'de. Ama Dickens'ın gerçekçi bakışının çok daha ayrıntılı, irdelenmiş bi' halini gördüğümü