Dün, eğer onunla karşılıklı iletişim kurabilsem, kendinden özür dileyeceğim bir kitap olarak listeme eklendi. Sebebi ise, bu kadar dikkat çekici bir kurgusu, akıcı anlatımına rağmen az sayfa sayısıyla okunma gün sayım arasındaki tezatlık olurdu. İsviçre de yaşayan Macar asıllı yazar
Agota Kristof ile ilk kez tanışıyoruz. Son olmayacağı aşikar. Başta bahsettiğim gibi, dün
Dün oldukça kısa ama çarpıcı bir eser. Yazarın kalemi bana
Stefan Zweig i anımsattı. Şöyle çok fazla spoilere girmeden bahsedecek olursak, adı pek de önemsiz bir ülkenin, ismi olmayan bir köyünde annesi ile yokluk içinde yaşamaya çalışan erkek çocuğu Tobias baş kahramanımız. Annesi ise köyün dilencisi, bazen hırsızı, bazen de fahişesi. Olaylar bir gece Tobiasın annesi ve birlikte olduğu erkeği bıçaklaması ve ardından yeni bir ülkeye kaçışı, kurduğu yeni düzen ve yeni adıyla Sandor Lester oluşu ile devam ediyor. Araya garip bir ilişki dinamiği olan Line’ı da ekleyelim. Öyle ki Line, hem babalar bir kızkardeş, hem de ateşi sönmeyen bir aşkta taraf :) sizi hiç sıkmayacak enfes satırlar bekliyor. Keyifli olsun..
DünAgota Kristof · Yapı Kredi Yayınları · 20191,266 okunma
İçimde ya da uzayda bir şey kırılacak. Bilinmedik yüksekliklere tırmanacağım. Dünyada yalnızca hasat, katlanılmaz bekleyiş ve ifade edilemez sessizlik var.
Zaman yırtılıyor. Çocukluğun puslu toprakları nerede? Ya o karanlık uzaydaki eliptik güneşler nerede? Boşluğa düşmüş yol nerede? Mevsimler anlamını yitirdi. Yarın? Dün? Bu sözcüklerin anlamı ne?