Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.40
Cansu
Cansu
@nazancansu
Hemşire
Selçuk Üniversitesi
İstanbul
191 okur puanı
Kasım 2019 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
410 syf.
·
Puan vermedi
Bu kadar uzun bir süre bu kitapta kalacağımı hiç düşünmemiştim. Akıcı olmaması beni hep itti, okuma hevesimi yarıda bıraktı. Olay örgüsünde karakterlerin fazla olması, hepsinin ayrı ayrı hikayelerinin olması, ana karakterlerin yani Peri ve Abdullah'ı diğer bi yan dala atılması vs vs... Karışıktı karakterlerin hikayeleri bu kimdi, kimin hikâyesiydi, ismi neydi çok dedirtti bana. Elimde bu kadar kalması beni de şaşırttı. En sonunda birkaç gün içinde kendimle inatlaşıp, bitirebildim. Sonlara doğru en azından ana karakterlere daha çok değinmiş, parçaları birleştirebiliyorsun. Diğer kişilere aslında gerek yokmuş dedirtiyor, onlar kafa karışıklığı oluşturmuş bence, olmasa da olurmuş onların hikayeleri.
" Markos, biliyor musun, insanların bu kadar geç kavraması çok tuhaf. İstedikleri şeylere göre yaşadıklarını düşünüyorlar. Yaşamlarına isteklerine göre yön verdiklerini.Oysa işin aslı:
*Onları yönlendirenler, korktukları şeyler. İstemedikleri şeyler...*"
Beklentinizi çok yüksek tutmayın derim ben, İyi Okumalar...
133 syf.
·
Puan vermedi
Shakespeare' in tiyatro tarzında okuduğum 3. eseri. Yıllardır hep bi Romeo ve Juliet tiyatrosu, onların aşkı, kulaktan duyma birkaç alıntıları, bir yerlerde kalmıştı ama sonunu hiç bilmediğim bir şekilde. Şimdi ise okudum ve bitirdim. Neden geç kalmışım bu zmana kadar bende bilmiyorum. Okumayanlar için Okunması gereken bir kitap siz geç kalmayın....
Sevgi Gösterilmeli, gösterilince Ne Güzel Bir Hal Alıyor...
"Ölçülü sev ki uzun sürsün sevgin,
Hedefe hızlı giden, yavaş kadar geç varır..."
430 syf.
10/10 puan verdi
Tek kelime ile Muhteşemsin...
Okunması gereken dramatik, etkileyici bir o kadar sürükleyici olan kitap=Bin Muhteşem Güneş...
Kadınların bu kadar geri planda olması, değersiz görülmesi, hiçbir söz hakkının olmaması beni çok üzdü, kimi yerde duygulandırdı, kimi yerde çok sinirlendirdi.Yer ve mekan farketmeksizin cahilliğin olduğu yerde Kadın Olmak çok çok zormuş.
Ah şu çirkin, bitmek bilmez savaşlar...Tek kelime ile iğrençsiniz.
"-Bazen çekip gitmeyi düşünüyorum.
Nereye?
- Unutmanın kolay olacağı bir yere..."
Duyguları dibine kadar yaşayacağınız bu güzel kitabı hiç vakit kaybetmeden okumanızı dilerim...
Okur Takip Önerileri
56 syf.
7/10 puan verdi
Kocaman bir Ömür sürecinde farkında olunmadan sindirilmiş bazı gerçeklerin gün yüzüne çıkmasıyla;
Bir olayın, hayal kırıklılığın, yalnızlığın, anlaşılamamanın, hep geri planda tutulmanın, bir Kalbi nasıl çökerttiğini anlatan dramatik bir öykü...
109 syf.
·
Puan vermedi
Halil Cibran' ın okuduğum 2. Kitabı Ermiş'ten sonra bu kitabı okumam tam bi hayal kırıklığı oldu benim için. Sırf yarım bırakmamak için okudum. Beğenmedim.
72 syf.
9/10 puan verdi
'ERMİŞ'
Yazarla bu kitabı sayesinde tanıştım. Ve bu yolumuzun daha kesişeceğine işaret ediyor. Eserde bir Ermişin topluma; Aşk'a, evliliğe, çocuğa, sevinç ve kedere, evlere, suç ve cezaya, acıya, özgürlüğe, mantık ve tutkuya, yasalara, öğretmene, dostluğa, zamana, duaya, ölüme.... dâir kısa ve bir o kadar etkili güzel öğütlere yer verilmiş. Okurken kendinize dair bir şeyler bulacağınıza eminim.
'Aşk sizi çağırırsa eğer, peşini bırakmayın...'
Ben çok severek okudum, sizlerin de beğeneceğini umuyorum. İyi Okumalar...
Stefan Zweig'in kütüphanesinden bir eserini daha hafızama konuk etmişimdir. Eserde savaş zamanında kendi ülkesinden kaçıp İsviçre de yeni bi hayat kurmaya çalışmış Ferdinand ve eşi Paula'nın hikayesine değinmiş. Ferdinand' a gelen kendi ülkesi için askeri görevini yapma mektubu ile çiftin bu süreçteki fikir farklılıkların, duygu ve düşüncelerinin yoğunluğunun olduğu bir kitap.
"İnsan sadece kendi içini hissetmemeli, sadece kendisi için yaşamamalı..."
Askerlik çağrısını bir MECBURİYET olarak gören Ferdinand kitabın sonunda ikisi içinde gerekli olan kararı almıştır.
Zweig okumak her zaman iyi gelecektir. İYİ OKUMALAR...
112 syf.
·
Puan vermedi
Nasıl olurda göz göre göre bir cinayete herkes göz yumabilir, sesini çıkarmaz? Acaba asıl suçlu gerçekten O' muydu? Bu soru işareti hep öyle kalacak...
"Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım..."
Buradaki alıntısında da yazar bize bi toplum neye inanmak istiyorsa onu kendince doğru bir biçime koyarak kendini haklı bir konuma getirmeyi beceriyor mesajını veriyor...Ama suçlu O mu değil mi bilmeden insafsız bir biçimde cinayetin işlenmesine izin verilmesi ve bunu izlemeleri gerçekten inanılması güç bir olay örgüsü olmuş. Bu olayın gerçekten yaşanmış olması dahada üzücü...
Bi cinayet işleniyor ve bunu okumaya başladığınızda ilk sayfada öğreniyorsunuz ama sonunu merak edip okumaya devam ediyorsunuz ve sonu sizi hem üzüyor hemde soru işareti biriktiriyor içinizde...
Ama bazen "Kader bizleri görünmez kılar..." gerçeğiylede karşı karşıya kalıyoruz.
İyi Okumalar...
112 syf.
·
Puan vermedi
İLK AŞK...
16 yaşındaki Baş kahramanımızın (Vladimir) ruhunu, bedenini, tüm benliğini saran o İlk hissiyatlar... Her ne kadar güzel, heyecanlı, mutlu bir o kadar da acı verici, hüzünlendirici, çıkış kapısı bulamama,artı ve eskilerin birbiriyle yarıştığı ama ne olursa olursun hafızasında kalacak bir İLK...
Onu unutamayacak derecede yaşayan Vladimir'in hikayesi...
Okumanız Dileğiyle İyi Okumalar.
314 syf.
·
Puan vermedi
"Duymak düşünmekten daha az üzer bizi."
En beğendiğim ve çoğunuza da hitap edeceğini düşündüğüm alıntımı paylaşarak başlamak istedim.
Denemeler;
Bayadır okumak istediğim bir türlü okuyamadığım ama en sonunda sevinçle kapağını kapattığım bir kitap.
Kimi yerde kendimi gördüğün bu ben dediğim, kimi yerde de beni baya düşündürmeye iten anlamaya çalışmakta biraz zorlandığım Denemeler'de, yazar kendi düşünceleri içtenlikle karşımızda oturur bir şekilde bizimle sohbet ediyormuş gibi anlatıyor. Hemen hemen her konuya değinmiş yazar denemelerinde.
Denemelerin içinde o kadar biz varız ki...
Ben okudum ve beğendim sizlerinde okumasını isterim
İyi Okumalar...
216 syf.
·
Puan vermedi
Paulo' dan hayatımıza yön vereceği, bizi durağanlıktan, hareketliliğe yönlendireceğine inandığım bu kitap aslında sahip olduğumuz herşeyin çok kıymetli olduğunu, bi günün sıradan değil bizim onu sıradan yaptığımızı, Yaşamın aslında Yaşamaya Değer Güzellikleri Görmemizi, bakış açımızı değiştirmemizi, Kendimizi Bulmamızı İstediği Bir Kitap...
Ben okudum sizde okuyun derim 1K Ailesi İyi Okumalar...
Okuduğumda bende en etki bırakan alıntısınıda sizinle paylaşmak isterim;
"Her günümüm aynı olmasının nedeninin kendim olduğunu daha önceden anlamış olsaydım..."
76 syf.
·
Puan vermedi
Sizinle geç tanıştım Didem Hanım affedin.Bu yıl çok adınızı duymuştum. Sevenleriniz baya varmış bu arada. Ama hiç hikayenizi tam olarak bilmiyordum. Kulaktan duyma birkaç cümleden başka.Sonra bu kitabınız geçti elime.Başladım okumaya yavaş yavaş tane tane bi anlamı varsa o anda anlamak istiyordum yazılanları, vermek istediğiniz mesajları...Ne güzel anlatmışsınız siz Aşk'ı ve ne kadar güzel cümlelerle anne sevgisine ihtiyacınızı anlatmışsınız.Hüzün akmış satırlara dibine kadar...Her yazılan kelime, verilen ve alınması gereken mesajlar, onlarca Ah'lı cümleler...Gerçekten sizinle tanıştığıma çok memnun oldum. Siz beni tanımasanızda. Hakkınızda Edindiğim bilgiler beni yakınlarıma daha da bağladı, meğer ne kadar görünmeyen AH'LAR birikirmişsiniz içinizde...
En beğendiğim alıntımı burdada dile getirmek isterim;
"İnsan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayım.
Uzaklara gittim
Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım!"
Değerli okurlar sizde geç kalmayın tanışmaya hemen başlayın derim.İyi Okumalar...
188 syf.
8/10 puan verdi
Hamlet...
Shakespeare' in okuduğum ikinci tiyatro şeklinde eseri. Othello kadar etkilemedi beni aslında ama içerik, olay kurgusu ile gerçekten okunduğu zaman iyiki okudum dedirten bir kitap. İhanetten doğan, intikam üzerine oynanan bir tiyatro oyunu. İçinde bol bol öğüt edineceğiniz, sizi etkileyeceğine inandığım o kadar cümle var ki. Herkesin okumasını tavsiye ederim. Şimdiden İyi Okumalar...
" Güler yüzlü, hep güler yüzlü bir insan
Zehirli bir yılan da olabilir... "
160 syf.
9/10 puan verdi
Ah Desdemona! Sen bu sonu hiç haketmedin.Bir kıskançlık uğruna, seni hiç dinlemeden kıydı sana Sevdiğin(Othello).
Sevdiğin diyorum acaba o da seni, senin sevdiğin kadar sevdi mi? Sevseydi yakıştırır mıydı sana o sıfatı, inanır mıydı hemen birinin sözüne, aklına getirir miydi her türlü kötü düşünceyi? Kıskançlık rüzgarına kapılır mıydı hemen, kapılsa bile neden gelip en başta konuşmaz ki herşeyi, kafansında onu yiyip bitiren düşünceyi neden açmaz ki Hayat Arkadaşına?
Bu kitabı bitirdiğim aklıma şu cümle geldi: "Son Pişmanlığın Fayda Etmeyeceği."
Hayattayken, yanyanayken kıymet bilinmeli. Her insanın iyi olmadığı, her insanın sözüne inanılmayacağını bilinmeli.
Güven buda çok önemli bir konu. Buna inanmıyorsan zaten yoldan geçen bin yabancı bile, seni bir sözü ile günlerce, aylarca yaşayacağın kuruntulu bir hayata iter.
Okurken yaşadığımız bu dünyada birçok örneğini görebileceğiniz bir eser.
Teşekkürler Shakespeare...
" Ama seviyor diye bir insanın öldürülmesi,
Hiç de doğal bir ölüm sayılmaz, değil mi? "
"Korku" insanının kendi içinde, kendini bitirmeye ve yaşamına son verecek kadar ileriye gitmesine sebep olan tehlikeli bir duygu. Olmuyo korkuyla yaşanılmıyo! Hep aklında takılı kalan sorular, sen birşey üretsen o aksini sana düşündürecek , yaşamın daha ilerisini sana kabus gibi gösterecek, olmayacak yapamayacaksın!
Kısa ve bir o kadar da insanda merak duygusunu uyandıran, insanın içindeki korkuyu insanı nasıl ele geçirdiğini anlatan bir kitap.
Eşini başkasıyla aldatan bir kadın ve yaşadığı korku dolu anlar. Onu tehdit eden aslında kocasını tuttuğu oyuncu bir kadın...
Ama bir yandan KORKU senin gerçeklerle yüzleşmeli sağlayacak, aslında yaşadığın güzellikleri farketmeni, seni; sana, yakınlarına bağlayacak olan bağın kurulmasını, tekrar oluşmasını sağlayacak ve sağladı da...
" Şimdi her şeyin sonuna yaklaştığı sırada ilk kez bir başlangıç hissediyordu. "
160 syf.
8/10 puan verdi
Ah Vecdi! Böyle mi olmalıydı senin sonun. Suçu halanda mı aramalı? Ama oda kızına iyi bir eş olacağını, onu sana emanet etmeyi, ondan sonra onu koruyup kollayacak birinin varlığını yani seni istemiş çok mu? Nerden bilebilirdi ki Nigar(kızı) ın senin en yakın arkadaşını olan Hüsam' a gönül verdiğini.
Vecdi annesinin ölümüyle, halasının yanına gelir ve artık burada yaşamaya başlarlar. Okulda Hüsam adında bir genç ile karşılaşır ve çok iyi arkadaş olurlar. Hüsam artık her tatil günleri Vecdi' nin evine gelir. Ordan gönlü Nigar'a kayar ve tabiki Nigar'ın ona. Bunu daha bilmeyen halası Vecdi ye kızıyla evlenmesini söyler. Yıllardır aklının ucunda bile olmayan bu düşünce Vecdi'nin her yanını sarar ve artık oda Nigar'a aşık olmuştur.
Bir gün Nigar' ın en yakın arkadaşı Hüsam'ı sevdiğini öğrenir. Hüsamında ona ilgisini anlar ve onları evlendirir.
Aşkını içine gömen Vecdi yaşadıklarını, suskunluğunu bir kara kaplı deftere yazar...
Sevdiği mutlu olsun diye susar ama kendisi gün geçtikte erir...
"Bir Ölünün Defteri" Vecdi artık bu dünyada değildir.
'Heyhat! İnsanların hayatı bir saadetten ibaret olduğu halde onu mahvetmeye ne küçük bir şey sebep oluyor'
Herkes ister mutlu bir son.Ama Hayatın gerçeklerine vardır. Okurken sizleride etkileyeceğini düşünüyorum İyi Okumalar...
68 syf.
8/10 puan verdi
Kısa ve bir o kadarda sürükleyici olan 'Altıncı Koğuş ' bize; Rusya' da küçük bir kasabada bulunan akıl hastanesidende yatan İvan Dmitriç ile Doktor Andrey Yefimıç arasındaki felsefi çatışmayı anlatmaktadır.
Dmitriç, eğitimli, kültürlü ve kitap okumayı seven bir kişiliğe sahiptir. Hayat şartlarından ve yaşadığı kayıplardan dolayı üniversite
218 syf.
8/10 puan verdi
Dostoyevski'nin, dünya klasikleri arasında severek okuduğum, insan ruhuna işleyen bir kitabını daha bitirdim.Yazar bu kitapta 5 hikayeye değinmiş. Beyaz Geceler, Başkasının Karısı, Noel Ağacı ve Nikah, Haysiyetli Hırsız ve Yufka Yürekli. Hepsi ile ilgili kısa kısa açıklama yapacağım;
●Beyaz Geceler:
Beni en çok etkileyen hikayesi. Kahramanız
112 syf.
9/10 puan verdi
Peyami Safa ile ilk tanışmam bu eseriyle oldu. Adını daha önceleri o kadar duymama rağmen bir türlü okuma fırsatını bulamadım mı desem isminden dolayı okumak istemedim desem bilmiyorum.(acaba yaşanılan herhangi bi olay örgüsünü mü anlatıyo diye)
Abim bu duruma nokta atışı yaptı diyebilirim. Ismini duyduğu eserin "Sen daha okumadın mı?" demesiyle okumam gereken kitaplar arasında olduğunu belirtti.
Ve benimde eserle tanışmama vesile oldu.
Okuyunca o kadar etkilendim ki, o kadar içten, resmen insana dokunuyor ve sen kendinmiş gibi eserin kahramanları arasında geçen olaylara kendini kaptırıyorsun.
Eserde eserin genç kahramanının ayağındaki rahatsızlıktan dolayı çektiği acıları ve bunada eklenen aşk acısını anlatmaktadır.
" Ne onda bu büyük mesafeyi atlamak ve ötekinin yanına varmak isteği, ne bende kuvveti var...."
Bu alıntıya itafen bir şeye değinmek istiyorum;
Aslında insanların çoğunda da oluyordur bu durum aslında iki tarafta ister konuşmayı yada düşüncelerini direk söylemeyi ama hep bi engel çıkarırlar karşılarına çünkü: O korkar onun düşünce ve duygusundan, diğeri de aynı şekilde onun.
Halbuki bi takım engeller çıkarmak yerine olduğu gibi herşeyi herkes söylese ve bu ayrılıklar, kavuşulmama durumları olmasa.(İşte dediğim gibi olmuyo çoğu insanda söylemek yerine susmayı tercih ediyorlar ki herkesin kendine göre yorumu farklı oluyo tabi)
Geç tanıştığım için pişmanım ama iyiki okudum dediğim bi eser. Okumaya değer. İyi okumalar...
Ve son olarak;
" Büyük bir hastalık geçirmeyenler, her şeyi anladıklarını iddia edemezler..."
704 syf.
10/10 puan verdi
İncelemesi yaptığım ve değerlendirmede 10 puan verdiğim ilk kitap. Adını önceleri çok duyduğum ama bir türlü okuma fırsatını yakalayamadığım bir romandı.
Okumaya başladığımdan zamanlarda ise aksiliklerin ortaya çıkması, birkaç günde bitirmek istediğim kitabın haftalara kadar uzamasına neden olmuştu. Romanın içerine değinirsem;
Romanın ana kahramanı olan Raskolnikov: İçe kapanık, dürüst, insanlara yardım eden fakat yaşadığı toplumun eşitsizliklerinden nefret eden bir hukuk fakültesi öğrencisidir. Maddi sıkıntılardan dolayı eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalmıştır.
Raskolnikov için insan; "olağanüstü" insanlar ve "sıradan" insanlar olanlar diye ikiye ayrılıyor. Sıradan insanlar; uysal söz dinler, yasaları çiğneme hakları yoktur. Olağanüstü insanlar ise; sürekli yasaları çiğnerler, yıkıcıdırlar yada yeteneklerine bağlı olarak yıkıcılığa yatkındırlar. Bunların işledikleri suçlar, doğaldır ki, son derece çeşitli ve görecelidir.
Kendisinin hangi gruba girdiğini anlamak için
İçinde bulunduğu ikilem onu cinayete götürmüştür.
'İşlenen bir suç(cinayet), ardından çekilen psikolojik ceza ve hesaplaşma süreci '
Bundan sonra ise:
" Bir insanın yavaş yavaş yenilenmesinin, yeni bir hayat bulmasının, bir dünyadan başka bir dünyaya geçmesinin, hiç bilmediği yepyeni bir gerçekle tanışmasının öyküsü...."
Bence " Okunmalı, Okutulmalı, Okuyalım..."
