Hz. Âişe’den (r. anhâ) rivâyet olundu, o buyurdu ki: “Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Ramazan’ın son on gününde îtikâf ederdi. Buna, Allah Azze ve Celle, kendisini vefat ettirinceye kadar böylece devam etti. Resûlullâh’ın vefatından sonra ise zevceleri (müminlerin anneleri) de îtikâf ettiler.” (Müttefekun Aleyh)
Ey iman edenler!
Üzerinize oruç farz kılındı. Nitekim sizden evvelkilere de farz kılınmıştı. Umulur ki takva sahibi olmuşsunuz. (Bakara suresi 183 ayet)
O sayılı günlerde içinizden hasta olan veya yolcu olan ise tutamadığı gün kadar başka günlerde oruç tutar. Oruca dayanamayanlar içindi Bir fakirin bir günlük yedirilmesi fidye karşılık olarak yeterlidir. Her kim, fidyeyi fazla verirse bu onun için daha hayırlıdır.
Eğer bilirseniz oruç tutmanız ise sizin için fidyeden daha hayırlıdır. (Bakara suresi 184 ayet)
Ender Remezân hâk-i to zer mi-gerded
Con seng ki sorme-yi beser mi-gerded
An lokme ki borde-i durer mi-gerded
Van sabr ki kerde-i nezer mi-gerded
Ramazan ayında topraktan yaratılmış bedenini altın ederler.
Taş gibi ezerler de göze sürme ederler.
İftarda ve sahurda yediğin lokmalar inci tanesi olur.
Gösterdiğin sabır da gönül gözünü açar, nazar olur.
Peygamber Efendimizin tebliğ ettiği yüce dine karşı bütün düşmanlığı yapan, fakat dinin yayılmasının aslâ önüne geçemeyen müşrikler, Peygamber Efendimiz’in iki erkek çocuğunun vefât etmiş olmaları sebebiyle, kendi kendilerini şöyle teselli ediyorlardı: “Onun Kâsım ve Abdullah’dan başka oğlu yok, eğer kendisi ölürse çocukları da zaten vefât etmiştir, böylece dâvâ bitmiş olur.”
Amma onlar bilmiyorlardı ki, dünya ve herşey onun için yaratılmıştı. İnsanlık onun içindi. O olmasaydı dünya yaratılmazdı. Bunların hiçbirini müşrikler bilmiyordu. Onların bildiği bir şey varsa o da sâdece put ve heykel dikip ona tapmaktı. Hatırlarına gelmiyordu ki, onun şerîatı kıyâmet gününe kadar kalacak, ümmeti, kendisinin evlâdı ve ahfâdı olacaktı.
Tevbe için de Kadir Gecesini bekleyecek vaktimiz yoktur. Ne zaman günahlarımızdan sıyrılırsak bizim Kadir Gecemiz o gecedir. Kadir Gecesinin edebiyat konusu hâline getirilmesi tam anlamıyla bir
kayıptır.