Ömrümün boşluğunda tutunduğum dal mısın?
İçinde yıldızların yıkandığı bir su mu?
Hayatımı süsleyen tatlı bir masal mısın?
Yorgun bir kelebeğin titreyen vücudu mu?
.
—
Bakmayın çevremi kuşatanlara
Hüznün,yalnızlığın şairiyim ben
Issız ovaların nehiriyim ben
İçimde işliyor derin bir yara
Aşkın öldürmeyen zehiriyim ben
Bakmayın çevremi kuşatanlara
Hüznün,yalnızlığın şairiyim ben
Kapattım kalbimin son kapısını
Dokunun;boşlukta bir taş gibiyim
Hafızası ölü nakkaş gibiyim
Çekiyorum mutsuzluğun yasını
Ayaklara mahkum bir baş gibiyim
Kapattım kalbimin son kapısını
Dokunun;boşlukta bir taş gibiyim
Ölümü yaşadım, ölmeden önce
Bana, sonsuzluğu beklemek düştü
Mâzide benim de yüzüm gülmüştü
Uyandım, mutsuzluk geri dönünce
Bu bir gerçek değil, belki bir düştü
Ölümü yaşadım, ölmeden önce
Bana, sonsuzluğu beklemek düştü.
Gelsene, neredesin, ey sessiz ölüm
Adını yazsana dudaklarıma
Zaman kan süzüyor kulaklarıma
Hıçkırığa mahkûm biçare gönlüm
Haydi, takılıver ayaklarıma
Gelsene, neredesin, ey sessiz ölüm
Adını yazsana dudaklarıma.
Bir nilüfer büyüyor yüreğimde, can gibi
Büyüyor esrarıyla göklerin, hicran gibi
Yüreğimde göklerin serzenişi kan gibi
Can gibi, hicran gibi, kan gibi, volkan gibi
Bir nilüfer isyanı yudumluyor zan ile
İsyanı damgalamış ömrüne hazân ile
Yudumluyor ömrüne karanlığı tan ile
Zan ile, hazân ile, tan ile, vatan ile
Bir nilüfer sararır gözlerimde, ân olur
Sararır dünya bana; ufuklar zindan olur
Gözlerimde ufuklar yıkılır, viran olur
An olur, zindan olur, viran olur, şan olur