Osamu Dazai 'yi okumayı seviyorum. Beni rahatlatan , dinlendiren bir üslubu, bir tarzı var. Kitaplarını elime aldığımda sanki bana ait , benim bildiğim bir yere giriyormuşum gibi hissediyorum. Neden böyle hissettiğimi düşündüm ve şu kanıya vardım: Dazai 'nin kitaplarında idealist tipler yok. Hata yapan , hayatı ıskalamış , bizlere öğüt verme amacı olmayan ya da bizi bir düşünceye sevk etmeye çalışmayan karakterler var. Bana kitaplarını zevkle okutan da bu saydıklarım... İnsanın doğası gereği hata yapmaya meyilli bir varlık olduğunu görmek, mükemmelliyetçilikten uzak olmak...
Koş Melos kitabı da bunlardan biri... Kitap 3 öyküden oluşuyor. Birinci öykü kitaba adını veren "Koş Melos". Hikayede insanın tutkuyla savunduğu bir şeyde gün gelip şüpheye düşebileceğini anlatıyor.Şüphe en dürüst insanın bile içini kemirir...
Günün İlk Işıkları öyküsünde; savaşın acımasız gölgesinde kalan anne, baba ve iki çocuktan oluşan bir ailenin hayata tutunmasını anlatıyor. Alkolik olan babanın ise hem kendi içinde hem de ailesini korumaya karşı verdiği savaşı görüyoruz.
Son öykü "Villon ' un Karısı "nda ise bir yazar ve karısının kendi aralarında ve çevreleriyle olan çarpık ilişkilerine şahit oluyoruz. Dürüstlük ve güven kavramının önemini sorgular nitelikte...