"Sadece Hasan Ali Toptaş okumak için bile Türkçe öğrenmeye değer” demiş Stefan Weidner; bu kitabı okuduktan ve yazarın üslubuna vakıf olduktan sonra ben de aynı kanaate ulaştım.
Gölgesizler, 1994 Yunus Nadi Edebiyat Ödülü'nü kazanmış. Ayrıca muteber bir ankete göre de Türk edebiyatının en iyi 100 romanından birisi.
Kitapta, bir köyde geçen insanın mantığını zorlayan olaylar anlatılıyor. Köylüler bir bir ortadan kayboluyorlar. Arkalarında hiçbir iz bırakmadan üstelik (Kitabın isminden de anlaşılacağı gibi). Kimi dönüyor, kimi dönmyor ama dönenler gidenlerle aynı kişiler olmuyorlar artık. En beğendiğim yanı finale kadar ilgimi ve bendeki gerilimi diri tutmayı başarmış olması oldu. Sayfalar azaldıkça ve kafamdaki soru işareti arttıkça “Eee ne zaman çözülecek bu sırlar?” demeye başladım.
Kitap, aynı adla sinemaya uyarlanmış ve orada bir replik var: "Devletini haddinden fazla severdi, ondan öldü!" şeklinde.
Aklıma yüzlerce insan geldi, ama ölü değil, yaşayan insanlar.
Muhakkak okunmalı.