Dokunmanın anlamına hakkını vermek için, herkesin ha yatında bir dokunma sanatı olmalıdır aslında. Yaşama sanatı birçok tekil sanattan meydana gelir, bunların hepsi de onay lanmaya değer, güzel bir hayata kendi katkılarını sunarlar. Bunlar arasında bakmayla, dinlemeyle, koklamayla, tat almakla ve işte dokunmayla ilgili duyusal sanatlar olduğu gibi, konuşmayla, hediye vermeyle, aşkın bakımıyla, arkadaş lık ve meslektaşlıkla ilgili sosyal sanatlar da vardır. Her sanat bir pratikle onun üzerine düşünmemizin kesişme noktasında doğar ve bir bilgi ve beceriye ihtiyaç duyar. Beceri, sabırlı idmanla ve pratik tecrübelerle edinilebilir. Bilgi, geçirilen tecrübelerin, başkalarıyla alışverişin, kaydedilen veri ve malumatın ve pratiği nasıl iyileştirip daha incelikli hale getirebileceğimize dair sürekli yeniden düşünmenin hasılatıdır. Herkes, böylece sanatçı olabilir.