Merhabalar, bugün size insanın içini ısıtan, acıtan, hüzünlendiren, saf sevgiyi barındıran bir kitapla geldim.
Archer Hale, küçükken geçirdiği bir kaza sonucu sesini ve ailesini kaybetmiştir. Yıllarca amcası ile kasabalılardan uzakta yaşamış. Amcası ölünce kimsesi kalmamış. Kendi sessizliğinde kimsesiz yaşamış. Bree hayatına girene kadar.
Bree Prescott, Ohio’da babası ile yaşarken başına gelen trajik bir olay sonrası babasını kaybetmiştir. Bu feci olay sonrası yaşadığı şehirden uzaklaşmak için Pelion kasabasına yerleşir. Burada herkes tarafından dışlanmış Archer ile tanışır. Bree’nin babasıda konuşma engelli olduğu için işaret dili ile iletişimini kuruyor kasabalıların aksine. Dış dünya ile bağlantısı olmayan Archer’a sevmeyi öğretti, insanlarla iletişim kurmayı ve yaşadığı zorlukları aşması için destekledi. Her adımında yanında oldu. İkisininde yaşadığı zorlu hayatlarına karşın önlerindeki engelleri aşmak uğruna ayrı kaldılar. Çünkü Archer’ın kendi ve ailevi sorunlarını halletmesi için yalnız kalması ve kaybetme duygusunu göz aradı etmeyi öğrenmesi gerekiyordu. (Bree’ye bişey olmasından ve kaybetmekten çok korkuyordu.) Bu arada kasabada bir restoranda çalışan Bree’yi dükkan sahipleri ve oradan edindiği birkaç arkadaşı zor günlerinde hiç yalnız bırakmadı. Her zaman yanında oldular aile gibi.
İki insan birbirlerinin yaralarına ancak bu kadar sahip çıkabilir diye düşünüyorum.