BANA YÖNELTİLEN YORUMLAR İÇİN:
Serpil Hanım, bana mesaj atmış, ona yorum yazdıktan sonra. Biz birbirimizi anladık, sıkıntı yok. ONA YAZDIĞIM YORUMU BURAYA YAPIŞTIRIYORUM, çünkü o yorum aslında genele de yazılmış bir yorumdu. Buraya tekrar görüşünü ifade edecek arkadaşlar olursa onu okusun lütfen, üstüne bir şeyler ekleyip aynı görüşlerimi tekrar yazma gereği duymuyorum. Uğur, sen de onu okursun.
BURADA HİÇBİRİNİZ BİLİRKİŞİ DEĞİLSİNİZ. Ben de sizlerden biriyim. Bizler burada normal insanlarız, oldukça komik noktalardan tartışma açmaya yeltenenler oldu, tabi şu an keskin bir bıçakla ayrılmış gibi olduğumuz için, resmen taraf olduk. Herkes kendi kafasına uygun olanı sonuna kadar destekleyip diğerine taş atıyor. (Hayır ne gerek var.) Yani istediğiniz gibi takılabilirsiniz, çünkü ben sizin düşündüklerinize takılmıyorum. İncelemede zaten yazmışım, bir dünya şey okudum kitap hakkında, bundan sonrasıyla ilgilenmiyorum demişim, ama ''ama-''lar hiç bitmeyecek. Bundan sonra cevap vermek gereği de duymuyorum, çünkü farklı bir şey söylemeyeceğim.
Fakat kendimle ilgili şunu söylemeliyim, bir yazıya imzamı atmamak için çabalasam da yapamıyorum. Benim yazılarımı daha evvel okumuş bir kişi önüne isimsiz bir yazım konsa, bu Kübra'ya ait der. Daha genele hitap eden tarzda yazmak istesem de olmuyor. Bir tarzım var, duygularımı daha resmi şekilde ifade etmek istesem de beceremiyorum demek ki. Fakat bundan hoşlanan, bana burda da dışarda da yazı dilimi çok beğendiğini ifade eden çok insan oldu. Demek ki sıkıntı yok. Biri, Hiçbiri, Binlercesi'ne yaptığım incelemede dediğim gibi, asla her zaman, herkes bizi sevmeyecek. Asla en iyisi de olmayacağız. Bu tür kaygılarla hareket etseydi kişiler, bu kadar çok kitabı kaleme alan kişi olmazdı, bizler de mahrum kalırdık.
Siteye 2013 senesinde kayıt oldum. Kayıt olmadaki amacım birden fazla kitap incelemesi okumaktı. Böylece bir kitabı satın aldıktan sonra hayal kırıklığı yaşama ihtimalimi azaltacaktım. DEĞERLİ OKUR ARKADAŞLARIM, SİZLERE DE TAVSİYEM BU YÖNDE, BİR KİTABI TEK BİR YORUMLA OLUMLU YA DA OLUMSUZ DEĞERLENDİRMEYİN. Sizden ricam diğer değerli okur arkadaşların incelemelerini de okuyun.
Bu gönderinin altına yorum yapıp, saygı çerçevesinde konuşan herkese teşekkür ederim, değer kattınız. Hakaret etmeye çalışan tipitip okurlar siz de var olun, beni epey güldürdünüz, ciddiye alamadığım yanıtlara dönüp dönüp güldüm :) :)
Artık tartışmayın LÜTFEEEN.
''Değerli Serpil Hanım, her zamanki temiz Türkçe'nizle teşrif buyurmuşsunuz, size sizin gibi konuşmamayı, hadsizlik bilerek bir yanıt vermek isterim. Yorumunuzda ''Denis Diderot'un dediği gibi, düşünceme kılıf değiştirtmektense susmak kolay olsa da benim için, bazı istisnai durumlar mevzu bahis olduğunda düşüncelerin açık yüreklilikle ifade edilmesini ve hangi janrda olursa olsun şaşmaz bir ortahallikten sakınılması gerektiğini savunanlardanım.'' demişsiniz, ben de aynı düşüncelerle bu incelemeyi yazdım. Birçok okur kardeşimizin, arkadaşımızın edebi yönündeki yetenekten dolayı beğendiği, benim de içinde geçen tek bir nokta haricinde beğenmediğim bu esere fikrimi sunmak istedim. Bir sürü farklı insan yaşıyor dünyada. Bu farklılıklar içinde benzerlerimiz de var çok şükür. Bu husustan kaynaklı bir kitapla ilgili yorumlar okuduğumuzda, bu yorumlar ne kadar çeşitli olursa, benzerlerimize ulaşmak ve onların işlerini kolaylaştırmak o kadar mümkün olur. İncelemeleri okuduğumda, her arkadaşın kendine daha yakın gelen konuyu ele aldığını gördüm. Misal beğendiğim tek konu evin eşyalarla sıkıştırılıp, evde ruhumuza neredeyse yer kalmayacağı konusu. Bu birçok okur arkadaşın hoşuna gitmiş. İncelemeyi yazarken buna değinme gereği duymadım. Çünkü zaten kaleme alınmış.
Burada daha ziyade bana değil, diğer arkadaşlara tepki geldi. Onların da kişisel kanaatleridir. Bir şey diyemem. Fakat benim hisseme düşen kısma değinmek zorundayım. Ben yazarı bir kez daha okumam demedim. Ki zaten sabah Uykuların Doğusu adlı kitaba başladım. Fakat öyle tepkiler geldi ki hayretler içerisindeyim. Bu konuyu her ne kadar uluorta konuşmak istemesem de konuşmak gerekliliği de ortada. İlk defa cinsellikle ilgili bir şeyler okuyor değilim. Belki biraz çirkin olacak bu, hele ki sizin gibi bir insanın karşısında ayrıyeten ar ederek söylüyorum ama herkesin kendi dünyası, istediği fanteziyi yaşar. İster kendini kırbaçlatır, ister iki kişi ister grupça takılır beni ilgilendirmez. Fakat ben edebiyatı, dilinin hüneri, bu kadar övülen yazarın, bu kitabında hayal kırıklığı yaşadım. Eminim böyle olacak en azından 3-5 kişi vardır. Çünkü dediğim gibi, farklıyız ve benzerlerimiz var. Herkese yakın gelecek yorumlar yazılmalı ki daha çok kişiye, daha çeşitli bakışlar sunulsun. Misal çilekli dondurma, karamelli dondurma, sade dondurma vs. İsteyen istediğini tercih eder, referans alır.
Hani demişsiniz ya yazarın bunu kaleme alması, tasvip etmesem de, bu tür durumların olduğu gerçeğini değiştirmez. Evet. Öyle zaten. Fakat bu durum eleştiri niyetine kaleme alınmamış ki. Bu durum hayat akışı içerisinde bir olay olarak yer almış. Ben BUNU SEVMEDİM.
Diğer bir konu, yazarın dilinden bahsetmişim, aktarma ve anlatma konusundaki başarısından bahsetmişim, Bedran karakterinin karakterini sevmediğimden, onun düşünce yapısından hoşlanmadığımı (sadece cinsel bakışını kastetmiyorum), böyle karanlık, insanlara karşı daha sessiz, iç dünyasında da renksiz olan tarafını sevmediğimi belirtmişim. Neden diğer konu bu kadar ele alınıyor, bu da beni kanıtlarcasına, insanların daha çok cinsellikle ilgilendiğini gösteriyor. Ben yazarın hakkını yemedim ki. Adamın benzetmelerdeki, betimlemelerdeki başarısı ortada. Eserin benim kalbimde bir yer bırakmadığını ifade ederek, cesur bir şekilde çıktım yazdım. Birkaç ukala dümbeleği çıkıp beni eleştiriyor. Hakaretlerle. Daha iyisini yazsınlar, meydan ortada :) Tutan mı var? :) Ben onların, sitede oluşturacakları etkiyi engelleyebilir miyim? :) Çıksınlar, yere göğe koymasınlar, bu site 200'ün üstünde beğenileri gören bir site. Ulaşsınlar, kendi benzer edebi zevkindeki insanlara :) Ama yok. Kalıplara girelim. Hepimiz, aynı düşünelim. Sonra çoksesliliğin faydalarına methiyeler düzelim. Bunlar insanın okumaya olan inancını azaltıyor. Herkesin aklı kendine yeter. Bizler sadece fikir sunabiliriz. Ben 80 kişiye ve okuyup beğenmeyen de hadi 10 kişi olsun, 90 kişiye ulaşacağını dahi düşünmedim. Çok sevdiğim ve değer verdiğim Murat Kardeşimin incelemesi 1. sıradaydı, onun altında da yaklaşık sayıda beğeni alıp öne çıkan incelemeler vardı. Kitabı merak edenler, kitabı incelemek istediklerinde geriye düşmemiş bu yorumu da görecekler. Ben diğer incelemelerin de okunması tarafıyım zaten. Böylece beklenti düzeyi makul bir düzeyde olur, tercih etme seçeneği de daha sağlıklı bir şekilde gerçekleşir.
Uzun bir yorumla, değerli vaktinizden biraz çalmış bulunmaktayım. Umarım anlaşılabilmişimdir. İnşallah herkes kendisini en iyi şekilde ifade eder, herkes de görüşünü paylaşır. Burada bir kelimeyi doğru düzgün yazamayan, nokta-virgül bilmeyen adamlar bana laga luga yapmasın. Sizin gibi, Metin Bey gibi benimle aynı fikirde olmasa dahi düşünce özgürlüğünü savunan insanlar olsun, baş tacıdır böyle insanlar. Zaten geldiğimiz nokta ortada, susturula susturula millet pısırık oldu. Bari burada sindirilmeye çalışılmadan, özgürce beğeni ve beğenmeme durumumuzu ifade edebilelim. Sağlıcakla..''
Herkese, aklına ve kalbine hitap eden kitaplara denk gelmesi temennisiyle, iyi okumalar dilerim...