Lüzumsuz Adam'daki öykülerde, yazar, olay örgüsünü arka plana iterek düşüncelere, çağrışımlara ve hislere yer vermiştir ve insanların iç dünyalarını anlatmıştır. Bu hikâyeyle birlikte anlatımında halk anlatıcılığının izleri görülmeye başlanmıştır. Abasıyanık, kendine özgü deyimler ve argolar da kullanmıştır. Kitapta yer alan İp Meselesi isimli öyküde ise Sait Faik, yaşamının son günlerinde ağırlık verdiği gerçeküstücü tarzı ilk kez denediği görülmektedir.