Gönderi

136 syf.
8/10 puan verdi
Mahir Ünsal Eriş ile ilk tanışmamız ama ne tanışma! Köşeyi dönünce bizi karşılayan hikâyeler hepsi. Capcanlı karşımızda, hayat gibi. Hikâyeler belli temalar üzerinde yoğunlaşmış; aile olmak/olamamak, yalnızlık, terk ediliş, hayaller, umut/umutsuzluk, yaşam telaşı,... Bütün bunların bir noktasında mizahtan da asla vazgeçmemiş ve hikâyeleri böyle canlı yapan da bu: yaşadığımız hayatın ta kendisi olması. Üniversitede zar zor okutulan torun, Feridun değilken Feridun olmanın tadını sonuna kadar çıkaran genç, futbolcu olma hayalini eşi ve çocuklarına tercih eden adam,... Ve bütün bunlara eşlik eden Erdek, Bandırma, Biga manzarası. Her birini büyük bir keyifle okudum hikâyelerin. Her bir hikâyede tekrar tekrar yürüdüm Eriş'in anlattığı sokaklarda. E tabi Feridun olmayan Feridun'un Çuğra'ya yürüyüşünü kıskanmadım değil, Erdek'te olsak güneşi ne kadar güzel batırırdık orda yine. Adı gibi olduğu kadar güzel anılar aslında bu hikâyeler. Okuyanı çok olsun isterim. Okunsun ve Çuğra'ya gidilip güneşle orda vedalaşılsın.
Olduğu Kadar Güzeldik
Olduğu Kadar GüzeldikMahir Ünsal Eriş · Can Yayınları · 20212,983 okunma
·
89 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.