Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

aybüke ağlar

aybüke ağlar
@aylakbu
biraz çiçek, sonra gideceğim| instagram.com/aylakbu
İnsan madde ve ruhtan oluşmuştur; hayvanlık onda son bulur ve meleklik onda başlar.
Sayfa 204
Reklam
Her şey olmayan âşık hiçbir şeydir.
Sayfa 181
Saint-Exupéry, "Hiç kimse, hem sorumluluk hem de umutsuzluk hissine aynı anda kapılamaz!" demiş. Ne güzel söz!
Sayfa 114

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çok fazla gürültü var etrafta, Tanrı'nın sözlerini işitemiyoruz. Yeryüzünün tüm sesleri mütemadiyen birbirine karışıyor ve biz bu kakofoninin elimizden tutup bizi gerçekliğin eşiğine bırakmasını bekliyoruz. Ve sözgelimi Martin Lings bir konuşma için İstanbul'a gelip bize cennetten bahsettiğinde, ağzımız bir karış açık kalıyor. Sahi, cennet ne yana düşüyor?
Sayfa 74
Kişinin kendisiyle dalga geçebilmesi, kendini o kadar da ciddiye almaması bir olgunluk emaresidir. Mizah bu anlamda olgun bir psikolojik savunma mekanizmasıdır. Espri yapabilen insanlar daha esnek, kıvrak ve zeki insanlardır. Gerçek mizah başkasını incitmek istemez, bir parça kendine de gülme tozu taşır içinde; kahkahanın nesnesi gülen öznenin kendisi olur. Mizah bu yönüyle antidepresandır. Bizi hayatın içindeki delilikle yüzleştirir. Dünyayı ona katlanarak sevebilmemizi mümkün kılar.
Sayfa 59
Reklam
Kişi kendisiyle yüzleşmekten mutlu olmaz, farkındalık kaygıyı çoğaltır. Ama kaygıların başı anlamsızlık kaygısıdır.
Sayfa 37
Doğmak bir örselenmeye uğramaktır.
Sayfa 25
"Neyi anladım?" "En basit şeyi, sevginin ne olduğunu." "Peki, nedir?" "Sevgi özendir."
Sayfa 256
"Yani bir sanatçı değil misin sen?" "Olabilirdim. Ağlamamaya karar verdiğim an bundan vazgeçtim."
Sayfa 81
Bu sorularla kafam karışmış bir şekilde yürüyerek, farkında olmadan delilerin servisine geldim. Biliyorum, onlara bu adı vermemeliydim, ama içeride bu en yakışıksız sözcüktü. Bütün kartelalarda "üyeler" ya da "psikolojik handikap sahipleri" olarak geçiyordu adları.
Sayfa 75
Reklam
Nasıl tüm ağaçların güneşe, suya ve çevreden edinecekleri besinlere gereksinimi varsa tüm insanlar da kendi çevrelerinden edinecekleri güvenliğe, sevgiye ve statüye gereksinim duyarlar. Bununla birlikte gerçek kişiliğin gelişmesi bu yaygın gereksinimlerin giderilmesiyle başlar ve her ağaç, her insan bu gereklilikleri kendi amaçları doğrultusunda, kendi tarzında, kendine özgü bir şekilde kullanmaya başlar. Bu durumda gelişim dışsal olmaktan çok içsel koşullarla belirlenir.
Güdülenme konumu söz konusu olduğunda sağlıklı insanların güvenlik, ait olma, sevgi, saygı ve özsaygı gereksinimlerini giderdikleri ve öncelikli olarak kendini gerçekleştirmeye (gizilgüçlerin, kapasite ve yeteneklerin sürekli olarak ortaya çıkartılmasına, görevlerin -ya da çağrıların, yazgının, alınyazısının- yerine getirilmesine, kişinin kendi içsel doğasını daha iyi tanıması ve benimsemesine, kişinin içinde birlik, bütünlük ve sinerjiye yönelik sürekli bir eğilime) güdülendikleri görülür.
Üzerinde durdu­ğum ilk soru psikopatolojinin kaynaklarının ne olduğuydu. “İnsanların nevrotik olm asına neden olan nedir?” Yanıtım, (analitik yanıtın değişik ve bence geliştirilmiş bir uyarlaması) özetle nevrozun özünde ve başlangıcında bir eksiklik rahatsızlığı olarak ortaya çıktığı yönündeydi. Su, amino asitler, kalsiyum gibi gereksinimlerle bir tuttuğum belirli doyumlara ulaşamamaktan kaynaklanıyordu.
Aşksa yürümek gibi bir şey Duyabilmek kuşların gelişini
Şairler vurulmalıdır, hayat yakışmıyor onlara
1.540 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.