Sarah Jio

Böğürtlen Kışı yazarı
Yazar
8.5/10
28,6bin Kişi
152bin
Okunma
6,2bin
Beğeni
150bin
Görüntülenme

Hakkında

Sarah Jio, 18 Şubat 1978 yılında doğdu. Amerikalı yazar, çocukluğunu Washington’da geçirdi. Ardından Western Washington Üniversitesi’ne girdi ve İletişim Fakültesi’nden mezun oldu. Sarah Jio, Glamour dergisinin baş yazarlarından biridir. Yazarın birçok dergide ve gazetede yüzlerce makalesi yayımlanmıştır. Gazetecilik bölümü mezunu olan Sarah Jio’nun gazetelerde ve dergilerde yayımladığı makalelerin konuları; yemek, beslenme, sağlık, eğlence, seyahat, kilo verme, alış-veriş, psikoloji, bebek ve çocuk bakımı üzerinedir. Sarah Jio’nun ilk romanı Mart Menekşeleri, 2011 yılının Nisan ayında yayımlandı ve büyük başarı elde etti. Kısa zamanda Türkçe de dahil birçok dile çevrilen kitap, 2011 yılında Library Journal’ın “Yılın En İyi Kitabı” ödülüne sahip oldu. Kitap yazarlığı konusunda uluslararası başarıyı yakalayan Sarah Jio’nun diğer eserleri Böğürtlen Kışı, Son Kamelya, Yeşil Deniz Kabuğu, Agapi, Yağmur Sonrası ve 2016 yılında yayımlanan Kelebek Adası adlı kitaplardır.
Unvan:
Amerikalı Gazeteci ve Yazar
Doğum:
Poulsbo, Washington, 18 Şubat 1978

Okurlar

6,2bin okur beğendi.
152,1bin okur okudu.
1.249 okur okuyor.
28,2bin okur okuyacak.
1.065 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
43. SONE Elizabeth Barreth Browning Seni nasıl mı seviyorum? Dur anlatayım. Seni ruhumun erişebileceği derinlikte, Ende ve boyda seviyorum. Varlığın ve düşsel erdemin sınırları Görünmezken gözüne, Seni her günün en sakin anı gibi seviyorum, Güneşle ve mum ışığıyla. Seni özgürce seviyorum, hak için savaştığı gibi insanların. Seni safça seviyorum, şükran duasından dönmeleri gibi inananların. Eski acılarıma ve çocukluk inancıma Sunulmuş tutkuyla seviyorum. Seni, kaybettiğimi sandığım bir aşkla seviyorum, Kayıp azizlerimle, nefesimle seviyorum seni, Ömrümün tüm tebessümleri ve gözyaşlarıyla Ve Tanrı izin verirse eğer Seveceğim seni, öldükten sonra da.
Hangisi daha zor, bilmiyorum.Birini aniden kaybetmek mi, yoksa onu yavaş yavaş, günden güne kaybetmek mi?"
Reklam
Reklam