Nejdet Sançar

Türkçülük Üzerine Makaleler yazarı
Yazar
8.9/10
159 Kişi
497
Okunma
176
Beğeni
11,8bin
Görüntülenme

Hakkında

Ahmet Nejdet Sançar (Çiftçioğlu) (d. 1 Mayıs 1910, İstanbul - ö. 22 Şubat 1975, İstanbul), Türk eğitimci ve yazar. Nihal Atsız'ın kardeşidir. Nejdet Sançar, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunudur. Askerlikten sonra Sivas Öğretmen okuluna edebiyat öğretmeni olarak tâyin edilmiş fakat zamanın Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel'i karşılama törenine katılmadığı gerekçesi ile bu görevden alınmış ve Balıkesir Lisesi'ne atanmıştır. Balıkesir Lisesi'nde görevine devam ederken Irkçılık-Turancılık Davası altında Mayıs 1944'te başlayan ve Hüseyin Nihal Atsız, Alparslan Türkeş, Ankara Konservatuarı Direktörü Orhan Şaik Gökyay, Hikmet Tanyu, Türk Tarihi Profesörü Zeki Velidi Togan, Reha Oğuz Türkkan gibi Türkçülerin de bulunduğu davada tutuklanmış ve Sıkıyönetim Mahkemesi'nde yapılan duruşmalar neticesinde 14 aya mahkûm olmuştur. Askeri Yargıtay, Türkçüler hakkındaki kararı esastan bozmuştur. Nejdet Sançar, 1960 yılında 16 yaşındaki oğlu Afşin'i kaybetmesi üzerine felç geçirmiş ve felci atlatmak için uzun yıllar tedavi görmüş, kısmen iyileşmiştir. Afşin için 1962 yılında Yeni İstanbul gazetesinde "Türk Gençliği Nasıl Olmalıdır?" konulu ödüllü bir yarışma düzenlemiş, bu yarışma daha sonraki yıllarda da devam etmiştir. Tarihte Türk - İtalyan Savaşları adlı yapıtının genişletilmiş biçimde yeniden basımı için uğraşırken 22 Şubat 1975 günü yaşamını yitirmiştir ve Karacaahmet Mezarlığı'na gömülmüştür.  
Tam adı:
Ahmet Nejdet Sançar Çiftçioğlu, Çiftçioğlu Nejdet Sançar
Unvan:
Türk Gazeteci, Yazar
Doğum:
İstanbul, Türkiye, 1 Mayıs 1910
Ölüm:
İstanbul, Türkiye, 22 Şubat 1975

Okurlar

176 okur beğendi.
497 okur okudu.
7 okur okuyor.
418 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Deden Kür Şad'a de ki. O dünyada bıraktıklarım sizlere lâyık olmak, alınlarından öpülmek için çalışıyorlar.
Sayfa 61
İstanbul'dan Atsız Amcan da gelmişti. Ama, cenazende bulunmaya dayanamayacağını anlayarak bir gün sonra. Hayatın nice kasırgalarına göz kırpmadan göğüs germiş; kayalar kadar sağlam bir irade, senin tabutunun arkasından yürümek kudretini kendisinde bulamamıştı.
Sayfa 54
Reklam
Reklam