Mustafa Merter

Dokuz Yüz Katlı İnsan yazarı
Yazar
8.6/10
268 Kişi
1.166
Okunma
229
Beğeni
13,2bin
Görüntülenme

Hakkında

1947 yılında İstanbul'da doğdu, ilkokulu Cihangir'de okudu. Ortaokula Avusturya Lisesinde devam etti. Orta 3'ten sonra tahsiline devam etmesi için ailesi tarafından İsviçre'ye gönderildi. St. Moritz'de Montalya Lisesine ve daha sonra Lozan Lemania Lisesine devam ederek 1969 yılında İsviçre Federal Lise Diplomasını aldı. Lozan Tıp Fakültesinde tıp tahsilini tamamlayıp 1975 yılında mezun oldu. 1976-77 yıllarında Ankara'da 18 aylık askeri hizmetini tamamladı. 1977 yılında İsviçre'de tanıştığı Teresa Spescha ile evlendi ve bu evlilikten 1979 yılında oğlu Tahsin Can ve 1986 yılında da kızı Selma dünyaya geldi. Almanya Wesel'de 2 sene dahiliye asistanı olarak çalıştıktan sonra, İsviçre'ye geri dönerek psikiyatri uzmanlık eğitimine başladı. Eğitimini Zürih Üniversitesi Hastanesi'ne bağlı Burghölzli Psikiyatri Hastanesinde ve psikiyatri polikliniğinde, doktorasını biyolojik psikiyatri alanında "Flufenazin Dekanoat" nöroleptik çalışması ile tamamladı. 1987 tarihinden itibaren Türkiye'ye yerleşti. Bodrum'da serbest psikiyatrist olarak mesleğini icra etti. Almanca, İngilizce ve Fransızca bilmektedir. Psikoterapi alanında Zürih'te Jung'çu ve Varoluş Analizi ekollerinden etkilendi, daha sonra I.Yalom grup terapisi metodunu benimsedi. Son 10 senedir varolan tecrübesini Benötesi/transpersonal psikoterapisi alanına aktardı. Özellikle tasavvufi açıdan benötesi psikolojisini anlamaya gayret etti. Bu alanda uluslar arası araştırmalardan feyz alarak bir sentez oluşturmaya çalıştı. 2005 yılında İstanbul Üsküdar'da Türkiye Benötesi Psikolojisi Derneğini kurdu.
Tam adı:
Nesip Mustafa Merter
Unvan:
Psikiyatrist
Doğum:
İstanbul, Türkiye, 21 Haziran 1947

Okurlar

229 okur beğendi.
1.166 okur okudu.
245 okur okuyor.
1.310 okur okuyacak.
130 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İntihar sadece fiziksel anlamda hayatı sonlandırma değildir. Sembolik olarak intihar anlamına gelen pek çok davranış ve hayat tarzı, toplumda giderek yaygınlık kazanmaktadır. İnsanlar sonunda ölüm olduğunu bile bile işkolizm, tehlikeli sporlar, yemek rejimleri, estetik çılgınlığı, riskli çok eşlilik(AIDS) ve öldürücü bağımlılıklarla, sessiz sedasız kendi sonlarını hazırlarlar. Burada yine ilikleri işlemiş bir ümitsizlik hakimdir, çünkü artık hiçbir şeyin anlamı yoktur. Freud ve Durkheim, hayatta başımıza gelen olayların intihara neden olmayacağı konusunda hemfikirler. Bu durumda intihar gizemli bir enerji dengesizliği gibi görülüyor.
Sayfa 396 - KaknüsKitabı okudu
İnsanoğlunun görebileceği en mübarek rüyaya temas etmeden geçmeyeceğim. Görenler bilirler, o lâtif rüya gecesinde, doğabilecek en kusursuz mehtap, kelimelerine sığmayan en büyük nur Efendimizin ( s.â.v.) cemâline müşerref olmaktır. Rabbimiz cümlemize bu şerefi yaşamayı nasip müyesser eylesin.
Sayfa 367 - KaknüsKitabı okudu
Reklam
Reklam