Justin McCarthy

Ölüm ve Sürgün yazarı
Yazar
8.7/10
44 Kişi
199
Okunma
25
Beğeni
2.784
Görüntülenme

Hakkında

Justin A. McCarthy (d. 19 Ekim 1945), Louisville Üniversitesi'nde ABD'li tarih profesörüdür. Uzmanlık alanları arasında Osmanlı İmparatorluğu, Balkanlar ve Orta Doğu tarihi bulunmaktadır. McCarthy, felsefe okuyarak başladığı meslek hayatında zamanla tarihe yönelmiş[3], 1967-1969 yılları arasında Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi'nde de görev yapmıştır. Doktorasını 1978 yılında Kaliforniya Üniversitesi'nde (UCLA) tamamlamış, daha sonra Boğaziçi Üniversitesi tarafından da fahri doktora ünvanına layık görülmüştür. Ayrıca McCarthy Türkiye Çalışmaları Enstitüsü'nün (Institute of Turkish Studies) yönetim kurulundadır. Yazdığı kitaplarda, yüz binlerce Ermeni'nin ve en az bir o kadar Müslüman Türk'ün öldüğünü kabul etmekle beraber Ermeni Soykırımı'nı reddeder.[8] ABD'deki en büyük Ermeni kuruluşu olan Amerika Ermeni Komitesi ANCA ise McCarthy'nin Türk Hükümeti tarafından desteklendiği konusunda iddiaları vardır. Bu iddialar, McCarthy'i üzmüş ve "Bana göre bunların en kötüsü ise en nefret ettiğim şey olan politize olmuş milliyetçi bir bilim adamı olmakla suçlanmak olmuştur. Neden bunları söylediğime dair doğru olmayan sebepler uyduruldu. Annemin Türk olduğu, karımın Türk olduğu, Türk Devleti tarafından büyük paralar aldığım gibi. Bunların hiçbirisi doğru değildir, ancak doğru olsalardı bile yazılarımı bir parça etkilemeyeceklerdi. Bir bilim adamının çalışmasına meydan okumanın yolu onun yazdıklarını okumak ve bilimsel bir çalışmayla karşılık vermektir, o bilim adamının kişiliğine saldırmak değildir." diyerek yanıt vermiştir
Unvan:
ABD'li Tarih Profesörü, Yazar
Doğum:
Şikago, Illinois, ABD, 19 Ekim 1945

Okurlar

25 okur beğendi.
199 okur okudu.
13 okur okuyor.
293 okur okuyacak.
9 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Tanıdık geliyor mu?
Çerkeslerin göçünün etkisi imparatorluğun her köşesindeki köylerde hissedildi. Osmanlıların yeni gelenleri yerleştirecek yönetici kadrosu veya parası olmadığı için, Çerkeslere bakma sorumluluğu yerel yöneticilerin omuzlarına yüklenmişti. Yeni göçmenlere, yerli halk çalıştırılarak evler inşa edildi ve yine yerli halkın ekini göçmenlere paylaştırıldı. Bu arada Çerkeslerin hırsızlık yaptığı haberi hızla etrafa yayılınca, halk başlarına gelen dertlerin kendi bütçesinden temin edildiği hissine kapıldı. Her ilave ödenek köylüleri doğal olarak kızdırmaktaydı. Fakat haklı olarak korktukları bu mültecilerin, masrafının da kendilerine ödeditelerek yakınlarına yerleştirilmesi, kendisi de yoksulluğa alışmış olan Anadolu, Bulgar ve Suriye bölgelerindeki köylüler tarafından, bir yük olarak görülmeye başlandı.
Sayfa 45 - TTK, Ankara, 2014.Kitabı okudu
Kürtleri incelemek üzere gönderilen bir İngiliz Konsolos ajanı:
Gördüğüm ve duyduğum kadarıyla, Diyarbakır Süleymaniye arasındaki dağlarda dolaşan Kürt aşiretleri kontrol edilemez haldeler. Vergi ödemeyi reddedip askerlik kanununa karşı geldikleri bir yana, canlarını istediği gibi yağmacılık ve katliam yapıyorlar ve kendilerine karşı gelmek cesaretini gösterenlerin de canını- malını kaybedeceği muhakkaktır. Fakat seyahatlerim sırasında birçok kez Kürtlerin soygunlarından, Hıristiyanlar kadar Müslümanların da zarar gördüğünün dikkatimi çektiğini söylemeden geçemeyeceğim. Diyarbakır - Muş arasındaki dağlarda bulunan Ruşkutan, Şeyh Dodan, Sasun ve Muktu aşiretleri Hıristiyan veya Müslüman ayırt etmiyorlar ve ben Diyarbakır'ın Paşalık bölgesindeyken, bu hırsızlar tarafından en az üç tane Müslüman ağa, malları uğruna öldürüldüler.
Sayfa 55 - Türk Tarih Kurumu
Reklam
Reklam