Hiçbir hakikat ve doğruluk sistemi, sırf zora dayanarak oluşturulamaz. Hakikat ve doğruluğun temelinde yatan bilgi, isteyerek ve gönüllü bir şekilde katılımcılar tarafından tekrar tekrar üretilir ve geliştirilir.
Zengin ülkelerin, siyasetlerini ve tavırlarını beğenmedikleri fakir ülkelere karşı ekonomik zorlayıcı tedbirler alması ve ekonomik baskıya başvurmaları uluslararası hukuka aykırı görülmüyor.
Zengin bir ülkenin fakir bir ülkeye iktisadi bir baskı uygulaması hukuka aykırı bir "kuvvet kullanma olarak değerlendirilmiyor.
Buna göre, uluslararas hukuk ihlali oluşturan "kuvvet kullanma" için mutlaka askeri faaliyetlerin söz konusu olması gerekiyor.
Oysa, ekonomik baskı ve tedbirler bazen askeri güç kullanmaktan daha ağır sonuçlara yol açabilir.