Boris Pasternak

Doktor Jivago yazarı
Yazar
7.7/10
386 Kişi
1.403
Okunma
160
Beğeni
10,2bin
Görüntülenme

Hakkında

Boris Leonidoviç Pasternak (18 Şubat, 1890 - 30 Mayıs, 1960), Rus şair, yazar, 1958 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi. Moskova'lı sanatçı bir aileden geliyordu. Ünlü bir ressamın oğludur. Bir süre müzik eğitimi gördü. 1909'da müzik eğitimini yarım bırakarak Moskova Üniversitesi'nde felsefe okumaya başladı. 1912'de Almanya'ya giderek Marburg Üniversitesi'nde bir süre felsefe derslerini izledi. İtalya üzerinden Moskova'ya döndü ve Moskova Üniversitesi'ndeki öğrenimini tamamladı. Yapıtlarında doğa tutkusunu doğaya ilişkin imgelerle dile getirmiş, insan ve toplum sorunlarını kaynaşmış bir bütünlük içinde yansıtmıştır. İlk şiirlerinde sembolizm ve fütürizm akımının etkileri görülmüştür. Pasternak bireysel yaratıcılığın toplumsal eyleme boyun eğmek zorunda kaldığı bir dönemde yetişmiş, şiirinde bireysel ve toplumsal yaşantıları organik bir bütünlüğe kavuşturmuş, toplumsal sarsıntıları kendi benliğinde derinliğine yaşayarak çağının trajik gerçekliğini dile getirmiştir. Şiire yeni söyleyiş özellikleri kazandırmış. Özellikle aşk ve tabiat temaları üzerinde durmuşdur. İmge ve sözdizimi açısından Rus şiirine getirdiği yeniliklerle geleneksel Rus şiirinin yalın biçimlerini uzlaştırmıştır. Çağımızın en büyük şairlerinden biri sayılmaktadır. 1958 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandı ama ödülü Stokholm'da kabul ederse SSCB vatandaşlığından atılacağı korkusuyla geri çevirdi. Peredelkino'da öldü.
Tam adı:
Boris Leonidoviç Pasternak
Unvan:
Nobel Ödüllü Rus Şair, Yazar
Doğum:
Moskova, Rus İmparatorluğu, 10 Şubat 1890
Ölüm:
Peredelkino, Sovyetler Birliği, 30 Mayıs 1960

Okurlar

160 okur beğendi.
1.403 okur okudu.
55 okur okuyor.
1.278 okur okuyacak.
71 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Çünkü sevmemek hemen hemen cinayet gibidir.
En büyük derdim seni sevmem, senin ise beni sevmemen. Hakkındaki bu hükmünün manasını, mahiyetini anlamaya, sebeplerini bulup çıkartmaya çok çalıştım. Kendime bakıyorum, beraber geçirdiğimiz hayatı, bildiğim, hatırlayabildiğim her şeyi yokluyor, araştırıyor fakat bir başlangıç, bir ipucu bulamıyor, bu bahtsızlığa sebebiyet vermek için ne yapmış olduğumu bir türlü hatırlayamıyor, kestiremiyorum. Hakkımda yanlış, hiç de insaflı olmayan bir kanaatin var muhakkak ki, bana değil, şekilleri tahrif eden bir aynadaki aksine bakarak bu kanaate varmışsın. … Fakat dinle ; asıl söylemek istediğim şu: Sen benim için daha az da kıymetli olsan, senden daha da az hoşlansam, seni daha da az takdir etsem yine de seni hudutsuz seviyorum zannederdim, sana karşı alakasız olmak gibi korkunç bir vakıayı kendime dahi hissettirmezdim… Kalbim bu hakikati benden gizlerdi çünkü bence sevmemek hemen hemen cinayet işlemek gibidir ve ben, her kim olursa olsun, bu derece feci bir darbe indirecek kuvveti kendimde asla bulamazdım.
Sayfa 421Kitabı okudu
Ne garip! Neden bir erkek bir kadına kendi yaşamından söz etmesin? Niçin bir erkekle bir kadın bir takım kuşkulara yol açmadan konuşamıyor? Böyle bir şeyin ardından neden bir takım kötülükler düşünülüyor?
Sayfa 142Kitabı okudu
Reklam
Reklam