Cam Irmağı Taş Gemi

Nazan Bekiroğlu
Taşın boyanmasıydı âdet olan, sıra boyamalara geldi. Yontucunun, kullandığı boyalara güveni sonsuzdu. Asırlarca dayanacaklarını, solmayacaklarını, bambaşka renklere dönüşmeyeceklerini biliyordu. Kimi bir deniz kabuğunun, kimi bir çömlek parçasının içinde karıştırdı renkleri. İstese, sonsuz sayıda renk elde edebilirdi. İstemedi. Kimi iç açıcı, kimi kasvet verici, ama hepsi de canlı ve kalıcı renklerle yetindi. Gözlerini karla hiç ovmamış kadınların ülkesinde buz mavisi, yağmur grisi gibi, kar beyazının da olmazdı elbet ama renklerin en zor olanı, kendisinden başka bütün renkleri yutanı, renksizlik kılanı, göz yakıcı çiğ beyaz bile onun duvar resimlerinde yumuşadı, uysallaştı. Hacmini buldu, boyun eğdi, renklerden bir renk oldu. En çok da bir yıldız ırmağının üzerinde akan lâcivert gökyüzünün altında güzel durdu. Çünkü kraliçe her defasında yıldızlı gök altında beyaz bir elbise giyiyor oluyordu. Yontucu her şeyi üstün bir gerçekçilik duygusuyla tamamladı. Tasvirleri arasında bu gerçekçilikle bağdaşmayan tek sahne, lâcivert ırmağın burgaçlı dalgaları arasına saldığı, batacağı ya da yol alacağı zamanın tek anlık aynasından belli olmayan taş geminin üzerine kaldı. Onun da tek yolcusu vardı.
Yazar:
Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 2 dk.Sayfa Sayısı: 248Basım Tarihi: Ağustos 2021İlk Yayın Tarihi: Ocak 2006Yayınevi: Timaş Yayınları
ISBN: 9789752634787Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
248 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
“Cam ırmağında taş gemi yüzdürmeyi bir türlü başaramadım.”
Bekiroğluʼnun 5 kitabını okuyup 6. kitabını okumaya geçince tasavvufla karışık aşıklar alemine yolculuk yapacağımı tahmin ediyordum. Öyle nahif, güzel kitap isimlerinin içeriği de zarif olacaktı tabiki... Bekiroğlu ruhumu avuçlarının arasına alıp beni bir kelimeler dünyasına daldırıyordu her seferinde. Bu kitabında da birbiriyle bağlantılarına şaşıracağımız güzel hikaler yer almaktaydı. Önce Elif'in Beʼye feryadı, sonra küçük bir kuşun masumane aşkı, diğer taraftan asırlar öncesinde bir mavi gülde aşka dokunmak, bir taraftan hüzünlü Nihadeʼnin aşkta mektuplarına tutunması. Bütün bunları bir gülibrişim ağacının altında otururken dinlediğinizi hayal etmeniz. Birbirinden ayrı ama içiçe geçmiş, geçmiş zaman hikayelerine yolculuğunuz bir incecik kitapla[bana göre öyle olabilir ;)] mümkündür. Kitapta geçen bu cümleler gibi “Bak, şimdi ben; dünyanın hây-u hûyuna bir gönül huzuruyla hoşça tebessüm edebileceğim kadar ölümün bana yakıştığı yerdeyim.” dersiniz her bir cümleyi okurken. Yine kitapta geçen “Bütün o harflerin bana, ruhuma, tenime, canıma teması, ne kadarsam o kadarıma, bütün boşluklarıma dolması.” cümlesi kelimelerin üzerinizdeki tesirini daha net anlatır. Bekiroğlu karmaşık gibi gözüken cümleler deryası yaratıp bir kelime de aklınızı bırakır. Kitap bitince güzel bir gönül yorgunluğu kalır sizde kitaptan... Cam ırmağında yüzmeye karar verip yara bere almadan kurtulabilmenin imkansızlığını bilip kitabımızı okumayı bir düşünebilirsiniz pekala... Kitapla kalın ;) İyi okumalar diliyorum...
Cam Irmağı Taş Gemi
Cam Irmağı Taş GemiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20211,456 okunma
Reklam
248 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Nazan Bekiroğlu’nun çok naif bir dili var. Hangi kitabını okusam elimde kırılgan bir şeyler tutuyormuş gibi hissederim. Bu kitap da öyle; uzak ama yakın, geçmiş ama şimdi, hayal ama gerçek… Altı başlık vardı kitapta. İlk başlık Be idi. Elif’in Be’ye kavuşamamasıydı; yarım kalmış bir aşktı. "Aşk Elif’in Be’yi bildiği kadardı." Bir
Cam Irmağı Taş Gemi
Cam Irmağı Taş GemiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20211,456 okunma
248 syf.
10/10 puan verdi
Kitaba başlarken nasıl bir hikâyenin beni beklediğini bilmiyordum açıkçası. Elif ve Be hikayesi ile yapılan girişten sonra bir hükümdarın ülkesinde buldum kendimi. Sonra bir taş ustasının kenarında oturup yontucuyu yıllarca izledim sanki sonra bir cam ustası eşlik etmeye başladı. Cama nefesini verdi cam şekil aldı. Renkten renge girdi ustanın elinden. Sonra taş ustası en nadide eserinin gözlerinin önünde nasıl yıkılıp gittiğini seyretti. Kelime kelime harf harf dokunmuş ve örülmüş bir kitaptı. Okumaktan büyük bir zevk duydum. Bitmesin isterdim. Taş ustasının yanında öylece kalmak isterdim.
Cam Irmağı Taş Gemi
Cam Irmağı Taş GemiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20211,456 okunma
Reklam
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.