Zeyno.. taş üstünde taş bırakmayan aşiretleri kan davasına sürükleyen kadın..
Rumi’nin mezarının başında gerçekleri öğrendiğinde dışarıda kopan kıyametten habersizdi ama az sonra o kıyamet onun başına kopacaktı. Çünkü Zerda Kadıoğlu’da gerçekleri öğrenmişti.
Geçmişin izleri peşini bırakmazken Cesur ile evliliğine yeni bir hüküm verilecekti. Ya ölecek ya sürülecekti Zeyno.
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
İlk kitabı okuduğumdan beri sabırsızlıkla bekliyordum. Beklediğime değdi, Zeyno’yu ve Cesuru okumak çok güzeldi. İlk kez bu tarz bir seri okudum, yazarların kalemi beni bu türe aşık etti diyebilirim sürekli okuyup dururum artık.
İlk kitapta Cesur ve Zeyno’nun arasında oluşacak bir kıvılcıma tutunurken burda herkese, zamana, yaşananlara rağmen birbirlerine tutunmaya çalışmalarını, birbirlerini sevmelerini okuyoruz. Cesur çok başkaydı. Arada ‘artık geçmiş olayları kızın yüzüne vurup durmasan mı?’ dediğim zamanlar oldu ama olsun seviyorum kendisini
Kitapta gelişen olaylardan aslında başka davaların birbiri ile bağlantısını görüyoruz ve bu beni daha çok heyecanlandırdı. Olaylar hiç bitmedi.
Dengeler değişti ve Zeyno boyun eğmeyi kabul etmedi. Abisi Ferman ve Cesur o bilmese de her zaman korucusuydular. Çok güzel detaylar var ve bunu okuyup görmeniz gerek.
Olaylar, açığa çıkan sırlar, düşmanlar, yeni hükümler, değişen dengeler ve bunların içinde aşk..
Ben severek okudum ve her kitaplarını da severek okuyacağıma eminim.
Bu tarz eserleri seviyorsanız bu seriye bir şans vermenizi isterim.
