Babam otuz altı yaşında öldü: sevecen, sevinli ve maraziydi, yalnızca geçip gitmeye yazgılı bir varlık gibi, yaşamın kendisi olmaktan ziyade, şefkatli bir anısı. Onunla yaşanının yokuş aşağı gittiği yıl, benimki de yokuş aşağı gitti; otuz altı yaşımda canlılığımın en büyük noktasına indim.