Sükunetin derin olmasına da gerek yok aslında. Sıradan, isteyince herkesin yapabildiği bir sükunet de yeterli olabilir kuru gürültülerin anlamsızlaştırılmasında... Dilin yapamadıklarını bu denli ikna edici söylüyor olması ise bana göre dilin yapısıyla ilgili bir durum. Omurgadan yoksun organizmalara özgü bir durum gibi de düşünülebilir. İnsanı ayakta tutabilen, yeryüzündeki varlığını aşikar kılan omurga/iskelet dile geldiğinde kendiliğinden kayboluyorsa; eylemle söylemin örtüşmemesini bu kayboluşta aramak/sorgulamak daha doğru bir yöntem olur sanki... Sükunet her daim iyidir...