Dostoyevski'nin ilk kitabı olan İnsancıklar, Rus Edebiyatının ilk toplumsal romanı olarak kabul edilir. Bu eser acıklı bir mektuplaşma içeriğine sahiptir. Dostoyevski'nin diğer romanlarında olduğu gibi bu romanda da acıma duygusu bir hayli hissettirilmiştir.
İlk eser olmanın verdiği acemilikten oldukça uzak, akıcı ve etkileyici bir dile sahiptir.
Romanda yaşlı memur Makar Devuskin'in o romantik, sevgi dolu seslenişleri kitabı duygusal bir hale getirmiştir. Okurken dikkatimi en çok çeken ise "güvercinim" olmuştur. Yoksulluk teması tüm romana hakimdir.
Varvara ve Makar arasında geçen konuşmalarda yoksulluğun yaşamda ne gibi sorunları da beraberinde getirdiğini anlatmaktadır.
Dostoyevski burada aşkın en saf biçimini kağıda dökmüştür. Ama yaşamın getirdiği dış etkenler de sorun oluşturmuştur. İlk örneği Makar'ın yaşlı, Varvara'nın ise genç olmasıdır. Bir diğeri ise evlerinin yakın olduğu halde çok az görüşmeleri ve bunun sebebi insanların dedikoduları olmasıdır.
Yoksulluk ve dedikoduyla mücadele eden bu iki insan her ne kadar onlar karşısında kazanmaya gayret etselerde, hayat şartları onları kaybetmeye itiyordu...