Sonsuz duvarlarla etrafımızı çevreleriz, olurları olmaz yaparız, kendimize yalandan sınırlar koyarız. Tabii böyle yapmayanlar da, sınırlara inanmayanlar da var. Tesadüfen öğretmen olan Mustafa Güzelgöz, çocuklara kadınlara nasıl faydam dokunur der ve köylere kitap götürmeye karar verir, e imkan da yoksa bir yol bulmak gerektir, yaptırdığı sandıkla kitaplarını eşeğine yükler, köy köy gezer “Eşekli Kütüphaneci”. Bir vakit gelir Ürgüp’e köklerini araştırmaya gelen Dimitrios gelir, üstelik babaannesi Ürgüp’ten göçtüğü için Türkçe de konuşmaktadır. Eşekli kütüphanecinin oğlu Aziz bayrağı devralmaya ve bir sonraki aşamaya götürmeye kararlıdır ama Türkiye’de iyinin yolunda her zaman taşlar serilidir…