Çetin

144 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
İnsanın içi bilir.
İnsan yaşamı içsel huzuru ararken sonsuzluğa uğurlanır.Bizden önceki insanlar geldi gitti,biz şuan varız ve gideceğiz,bizden sonrada insanlar var olup yine gidecekler.Bu döngü nerde bozulur,nerde duraklar nerde değişir bilmiyorum.Ağaç yaş iken eğilir sözünü ben küçükken anlamıyordum.Gerçek anlamıyla düşünüyordum bu sözü.Ağaç yaşken neden eğilsin ki hem yaş ağaç zor eğilir zor kırılır,bir türlü kopmaz.Küçükken yaş dalları kırıyorduk ordan biliyorum.Doğaya ve canlıya zarar veren bir çocuktuk malesef.Ağaç yaşken eğilir sözü bu farkındalığı yaşamamız için söylenmiş galiba.Büyüdükçe öğrenmemeliydik.Öğrenip büyümeliydik.Hayat bu konuda biraz gaddar.Öğrendiğimizde zaman “süre bitmiştir nefesi bırakın “diyebiliyor.Sadece öğrendiğimizle kalabiliyoruz. İnsanın kendisini önce farketmesi sonra “ya bir ben var onunla bir ilgileneyim hele bu kimdir,nedir,ne istiyor bir tanışalım” demesi gerekiyor.Kendi iç dünyasının doğalında ve dış dünyanın doğalında uyumlu bir şekilde yaşamaya çalışması gerekiyor.Zor bir meşguliyet öyle ağızdan çıktığı kadar kolay olmuyor. Kitap insan doğası üzerine konuşmalar,tespitler,öneriler sunuyor bize.Kitaplığınızda ve zihninizde olması gereken bir kitap. Kitapla kalın okumayla yaşayın.
Kendime Düşünceler
Kendime DüşüncelerMarcus Aurelius · İş Bankası Yayınları · 202315,5bin okunma
Reklam
Çetin

Çetin

, bir kitap okudu
144 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Kendime Düşünceler
Kendime DüşüncelerMarcus Aurelius
8.4/10 · 15,5bin okunma
Yaşayan varlıklar cansızlardan, düşünebilen varlıklarsa sadece canlı olanlardan daha üstündür.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Neyle ilgileniyorsun eyy gafil kul :)
Sakın unutma: Felsefe yalnızca senin doğanın istediği şeyi ister; sıklıkla doğaya uygun olmayan şeylerin peşine düşen sensin. "Fakat bunlardan daha hoş bir şey olabilir mi?" Zaten zevk de bu yüzden yanıltmıyor mu bizleri? Yüce gönüllülüğün, özgürlüğün, sadeliğin, nezaketin, dindarlığın daha hoş olup olmadığını iyi düşün. Dikkatli bak: Kavrama ve bilme yetisi gerektiren tüm eylemlerde hiç tökezlemeyen, hep güvenilir ve keyif veren bilgelikten daha hoş ne var?
Felseme söz değil eylemdir
Sabahları kalkmayı canın istemedikçe şunu hatırla: "İnsanlık görevi için kalkıyorum." Eğer bunun için doğduysam, bunun için dünyaya gönderildiysem neden huysuzlanıyorum? Çarşaflara örtülere sarılıp kendimi ısıtayım diye mi yaratıldım? "Fakat bu daha keyifli." Öyleyse keyif çatmak için mi dünyaya geldin, eyleme geçmek, çaba harcamak için değil mi yani? Bitkilerin, küçücük kuşların, karıncaların, örümceklerin, arıların üstlerine düşen her şeyi yaptıklarını, ellerinden geldiğince dünyanın düzenine katkıda bulunduklarını görmüyor musun? Ve sen insanların görevlerini yerine getirmesini istemiyorsun öyle mi? Kendi doğanın sana buyurduklarını yapmakta acele etmeyeceksin öyle mi? "Fakat dinlenmem gerek." Tabii ki, benim de dinlenmem gerek. Yine de doğa yemek, içmek gibi bunun da ölçülerini ve sınırlarını belirlemiştir, oysa sen yararlı dinlenme ölçüsünü aşıyorsun. Fakat eyleme gelince gereğinden azını yapıyorsun, hatta payına düşen ölçünün altında kalıyorsun. Aslında sen kendini sevmiyorsun; sevseydin doğanı ve doğanın gereğini de severdin. işlerini seven insanlar, çalışırken yemek yemeyi, yıkanınayı dahi unuturlar. Fakat sen kendi doğana, bir işlemecinin işlemesine, dansçının dansa, paragözün paraya, kendini beğenmiş birinin küçücük şöhretine verdiğinden daha az değer veriyorsun. Ve böyle insanlar ne olursa olsun işlerine karşı tutkulu bir sevgi beslerler; yemek yemeyi, uyumayı unuturlar ve zamanlarını harcadıkları işleri daha da ileri götürmek isterler. Toplum yararına olan işler sana daha değersiz ve daha itibarsız mı görünüyor?
Reklam
Reklam
1.118 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.