Coşkun Can

Hindistan yolu üzerinde Rus-İngiliz rekabeti kızıştığı günlerde, yine İngiltere'nin isteğiyle, İkinci Abdülhamit, Afganistan'a bir elçilik kurulu yollamış, Emir Şir Ali Han'a Rus dostluğunu bırakıp İngiltere'ye yaklaşmasını söylemiştir. Türkistan müslümanlarına uslu durmaları öğüdünde bulunmuştur.
Reklam
Düyun-u Umumiye'deki İngiliz temsilcisi Sir Adam Block savaş üzerine İstanbul'u terketmek zorunda kalırken, şu görüşü ileri sürer: ''Eğer Almanya kazanırsa, siz de Alman sömürgesi olacaksınız; İngiltere kazanırsa, mahvoldunuz.''
Bir devlet adamının İngiliz gazetelerinde ''Türkler kuvvete boyun eğer'' biçiminde, Türkleri aşağı gören bir demeci çıkmıştır. Halide Edip, bu demeci çevirip Mustafa Kemal'e sunar. Hikayenin gerisini Halide Edip, kitabında şöyle tamamlar: ''Mustafa Kemal Paşa, hiçbir zaman bu kadar öfkelenmemişti. Adeta sesi kısıldı. Bizim de onlar derecesinde olduğumuzu bir gün anlayacaklarını ve bize baş eğeceklerini söyledikten sonra, en son insanına kadar onların uygarlıklarını başlarında parçalamak için can vereceğimizi ekledi. Bana öyle geldi ki, bütün onurumuz, Mustafa Kemal Paşa'nın bu deyişinde ve sesinde dile geliyordu.''

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
''Çağdaş bir devletin esas niteliği halk hakimiyetidir (demokrasi), hürriyetçilik (liberalizm) değildir.''
Feodalizm ile emperyalizm arasındaki ittifaka dikkat çeken Akçura:
''Yabancılarla toprak ağaları, cephenin en kuvvetli kısmıdır; din adamları, çoğunlukla bir perdeleme birliği gibi kullanıyorlar. Bu gericilik cephesi yalnız savunmada kalmakla yetinmiyor, bazen hayli şiddetli karşı saldırılara da geçiyor... Son Kürdistan isyanında görüldüğü gibi, Türkiye Cumhuriyeti çok kısa zamanda bu gericilik cephesini mağlup ve yok etmeye mecburdur. Bugün Cumhuriyet'e tarihin yüklediği görev budur.''
Reklam
Reklam
454 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.