Kitaptan...:
Görünüş ehli, benim sözlerime dalmış boğulmuştur. Mânâ ehliyse tam benim sırlarımın eri olanlardır.
Bu kitap, zamana bir süstür. Hem geri kalanlara nasip vermiştir, hem ileri gidenlere!
Buz gibi donmuş kalmış bile olsan bu kitabı gördün mü ısınırsın. Bu kitap, ateş gibidir, perdelerden bir hoşça çıkmış görünmüştür!
Nazmımda şaşılacak bir kuvvet vardır. Çünkü her an biraz daha fazla ihsanda bulunur. İhsan, her an biraz daha fazlalaşır!
Erişir de olur da birçok defalar okursan şüphe yok, her defasında sana daha hoş gelir.
Naz ve naim içinde yetişen ve evde kapalı bulunan bu gelinin duvağı, yüzlerce eziyet çekme dikçe açılmaz.
Bundan sonra da kıyamete kadar benim gibi kendinden geçmiş biri çıkıp da sözü, bu çeşit kaleme alamaz. Bu tarzda bir kitap meydana getiremez!
Ben hakikat denizlerinin incisini saçıyorum. Söz, bana verilmiştir, bende hatmolmuştur; işareti de işte!
Dostlar, ben size bu gül bahçesinden güller saçtım. Siz de beni hayırla anın!
Ferîdüddin Attâr