Osmanlı İmparatorluğu'nda tarih yazımının devlet tekelinde kalması ve matbaanın geç gelmesinin bir sonucu olarak Avrupa'daki gibi bir muhalif/alternatif tarih yazımının bulunmaması, padişahın mutlak yetkisinin tartışılmaması ve iktidarın sorgulanmamasına yol açmıştır. Hemen hepsi imparatorluk elitleri tarafından yazılan tarih kitaplarında başkaldıranlar adi ya da şaki (çoğ. eşkıya) olarak kriminalize edilirken, değişik dini yorumlara meyledenler de "rafızi" ya da "mülhid" gibi kelimelerle heretik, yani zındık ilan edilmiştir.
İnsanoğlu sadece eğitilip, tıpkı köpekler ve atların eğitildiği gibi yetiştirilebilir.
Fakat çocukların sadece eğitim görmesi yeterli değildir. Onlara edindirilecek en önemli nitelik düşünebilmeleri olacaktır.
... Ama tarih yine de vatandaşını doğanın sıradan bir parçası olarak görüp tek derdi onların üreyerek çoğalması olan nice hükümdarlar görmüştür. En iyisi bile vatandaşının eğitim kalitesini, sırf kendi amaçlarını daha kolay yerine getirebilmek amacıyla göz önüne almaktadır.
Terbiyedeki savsaklama, belli bir bilgi birikimi edindirmede oluşacak eksiklikten çok daha büyük bir tehdittir. Çünkü kültür eksikliği yıllar içinde giderilebilirken, yabanilik insana yapışır ve terbiye vermede yapılan hata geri alınamaz.