Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yüksel Yüksel

O zaman " Hu " Diyelim Erenler !
İnsan; dertlerine de mutluluklarına da "Bu da geçer ya Hu!" demelidir. Muhibbi'nin dilinden dö­külenler: "Gamına gamlanıp olma mahzun / Demine demlenip olma mağrur / Ne dem baki_ ne gam baki / HU, "
Sayfa 240
Reklam
Eğer bir şeyin zararının farkında olup onu tüketmeye devam ediyorsanız, hiç tartışmaya gerek yok, siz bir bağımlısınız .
Sayfa 206
Aslına bakarsanız yediklerimize sadece zevk üzerin­den yaklaşmak, oldukça sağlıksız ve bencil bir yaklaşımdır. Zira vücudumuzun ihtiyacı sadece dopamin değildir. Birçok vitamin ve mineral içeren yiyecekler vücudumuz için vazgeçil­mezdir.
Sayfa 201

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bakıyorum ama Vallah kötü niyetim yok..
... "Erkekler neden kalçası geniş ka­dını daha çekici bulurlar" diye merak ediyorsanız eğer, bunun için pelvise bir göz atmanız gerekmektedir. Çünkü kalçadaki hafif bir genişlik, o kalçaya ait pelvis açıklığının da bir miktar geniş olduğunun bir göstergesidir. Kadındaki bu özellik, erkekte "Evet, bu kadının kalçaları geniş olduğuna göre pelvisi de geniştir. Pelvisin geniş olması da bu kadının ne kadar do­ğurgan olabileceğini gösterir" dedirterek, erkeğin bu tip kadını daha çekici bulmasını sağlamaktadır. Bu arada tabii ki de bi­linç düzeyinde erkek bunun farkında değildir. O sıra erkeğin bilincinde olan şey, en nazik tabiriyle "Hanımefendinin vücut ölçüleri de pek yerindeymiş" gibi bir cümledir.
Sayfa 182
Şu an bir-iki dakika bile nefessiz durmanın imkânsız olduğu bir dönemde, anne karnında suyun içinde yaşama fikri anlaşılmıyor gelebilir ama o dönem bebeğin akciğerlerinin de sıvı dolu olduğunu belirtelim. Çocuk dünya­ya geldiği anda, oluşan basınç farkı nedeniyle dışarıdaki hava çocuğun akciğerlerine hızla hücum eder. Havanın akciğerlerin içine olan kararlı girişi ile akciğerlerin içindeki sıvı dışarı çıkar. Hatta bu işin düzgün olması için bebeğin ağlaması önemlidir. Zira bu işi kolaylaştırır. İşte, akciğerlerimize bir kez hava değ­meye görsün. Ondan sonra artık sürekli havaya muhtaç bir şe­kilde yaşamaya devam ederiz, ta ki son nefesimizi verinceye kadar.
Sayfa 180
Reklam
İçinde milyarlarca mikroorganizma var ve sen yalnız hissediyorsun Sevgili insan, bu uçsuz bucaksız evrende ne zaman kendini yalnız hissetsen, içinde yaşayan bu minik canlıları hatırlamanı önemle tavsiye ederim. Belki şu an yanında elini tutan biri yok ama güven bana, elinin üzerine sıkı sıkıya tutunmuş seni seven birçok minik canlı var. Dudaklarının çevresinde yaşayan ve tek­nik anlamda sürekli seni öper pozisyonda olanlardan bahsetmi­yorum bile. Nihayetinde vücudumuz iki kısımdan oluşmakta­dır. İnsan olan kısım, yani hücrelerimiz ve insan olmayan kısım, yani mikrobiyotamız. Vücudumuzu bizlerle beraber paylaşan trilyonlarca bakteri, virüs, mantar vb. mikroorganizmaların bir araya gelerek oluşturduğu yapılardan bahsediyorum. Bu minik canlılar vücudumuzun birçok bölgesinde bulunmakla beraber, mikrobiyotamızın neredeyse %95'i temel anlamda bağırsakları­mızda yaşamaktadır. Tabii buna yaşamak denirse...
Sayfa 171
İnsanın başına gelen olumsuz olayları kendi gibi aciz insa­noğluna sayıp dökmesi, Allah'ı kullarına şikayet etmek anla­mına gelirken; belki aynı cümlelerle elini ve içini Rabbine açıp başıma şunlar geldi diye serzenişte bulunması dua yerine geçer. Allah'a iç döküp yakarmak oldukça kıymetli, aciz insanlara ha­linden şekva etmekse günah sayılmıştır. Yaşadıklarının anlamı­nı çözebilmek, yanlışlarını görebilmek ve musibetin hikmetine erebilmek niyetiyle insanın "Bunlar neden başıma geliyor , neden hep beni buluyor?" diye Rabbinden sual etmesi sevap kazandı­ran bir tefekkür ameliyesiyken; aynı cümleleri kendisine hak­sızlık edilmiş bir insan edasıyla, şikayet duyguları üzerinden kurması Rabbe itiraz ve kadere isyan anlamlarına gelmektedir. Rabbimiz musibetlerle insana esasında rahmet indirmekte­dir, ancak insan rahmetin bu alışılmadık şeklinden hoşnutsuz­luk duyar. Başa gelenlerden şikayet etmek, onu bize yaşatan­ dan şikayetçi olmak demektir ki, bu da kaderin, yani kaderin sahibi olan Rabbimizin tenkit edilmesidir.
Sayfa 206 - Sır Tesellisi
Sonuçta iki şeyden biri söz konu­su: Ölüm tam bir yıkım ve bilincin kayboluşu ya da söylentiye göre, sadece bir değişim ve ruhun bir yerden ötekine taşınması. Eğer Ölüm bilincin tam bir yıkımıysa ve rüyasız derin uykuya benziyorsa, ölüm şüphesiz bir hayır, çünkü geceleyin rüyasız bir uyku çektiğini hatırlar ve o geceyi diğer gecelerle ve günle­ri onların korkuları, kaygılarıyla, tatmin olmamış arzularıyla, uyanıkken ve uyurken yaşadığı şeylerle kıyaslar ve eminim ki herkes biraz rüyasız geçen gecelerden daha mutlu gündüz ve geceler bulur. O yüzden ölüm böyle bir uykuysa, en azından onu hayır sayacağım. Eğer Ölüm bu dünyadan diğerine geçişse ve doğruysa dedikleri, orada bizden önce ölmüş bilge ve aziz kimseler varsa, belki de orada bu varlıklarla yaşamak daha hayırlı olur. Bir değil yüz kez ölmek isterdim böyle bir yere gitmek için . Yargıçlar, sizin ve bütün insanların, bence, ölümden kork­maması ve bir şeyi hatırlaması gerekiyor: iyi insan için ne ha­yatta ne de ölümde kötülük vardır.
Sayfa 353
Bela gelmez kul azmayınca !
Neden hasta oluruz? Bunun maddi sebeplerini anlayabil­mek için doktora gideriz. Ancak bir de bunun manevi sebep­leri vardır. Acaba hangi duygularımızda kaymalar vardı da bunlar oldu? Musibet ve hastalıkların sebepleri yalnızca fizik­sel, biyolojik ve tıbbi faktörlerde aranırsa, hikmetten uzaklaşıl­mış olur. Hastalıklar ve musibetler yalnızca maddi ihmallerin değil, aynı zamanda manevi ihmallerin de sonucudur. Gurur, kibir ve enaniyet gibi kalbi hastalıklar da maddi musibetlere kaynaklık edebilirler. Sonuca dönüşmesi bakımından, maddi sebeplerin manevi sebeplere bir üstünlüğü veya ona kıyasla daha belirleyici bir rolü yoktur.
Sayfa 202 - Anlam Tesellisi
Paraya çevrilemeyen ne kadar varlığı varsa aslında insan o derecede zengindir. Fransız Filozof Gabriel Marcel'e göre, insanlar ge­nellikle kendilerini sahip olduklarıyla bir ve aynı görmek eğili­mindedirler. Bu eğilim onları nesne konumuna indirgemekte ve insan olmaları bakımından değerlerini yok etmektedir.
Sayfa 188
Reklam
Aaa..Ya Namaz ile Oruç ..???
" Ya Rasulallah! Amellerin Allaha en sevgili olanı hangisidir?" diye sorulduğunda, " Amellerin Allaha en sevgili olanı; bir kardeşinin kalbine teselli vermen veya onu sevindirmen veya onun bir sıkıntısını gidermen veya borcunu ödeyivermen veya açlığını doyurmandır"
Kollestrol değil Şeker... Şeker.. !!!
LDL, gerek tıp dün­yasında gerekse de halk arasında kötü kolesterol olarak bilinir. Çünkü damar duvarlarında birikerek damarlarınızda sorun ya­şatma ihtimali oldukça yüksektir. Burada asıl soru şu; LDL niye böyle bir şey yapar? Şimdi gelin biraz biyokimya olaylarına girelim. LDL aslın­ da taşıyıcı olan basit bir proteindir.
Sayfa 73
Glütenden zarar görmeniz için illaki çölyak hastası olmanıza gerek yok. Zira son dönem yapılan bir takım çalışmalar, aslında, birçok insanda farklı de­recelerde olsa da glüten hassasiyeti olduğunu öne sürmektedir. Bazı kişilerde görülen baş ağrısı, karın ağrısı, sürekli yorgun hissetme hali, bilincin bulanık oluşu gibi birtakım sorunların glüten tüketimiyle ilgili olabileceği düşünülmektedir. Aslında, herhangi bir laboratuvar testine vs. ihtiyacınız yok sevgili oku­yucu. Eğer yukarıdakilere benzer sorunlar yaşıyorsanız yapa­cağınız şey çok basit. Birkaç hafta boyunca beslenmenize dik­kat ederek, glutensiz gıdaları tercih edebilirsiniz. Eğer zamanla şikâyetlerinizde bir azalma söz konusu olursa, yaşadığınız so­runların glütenden kaynaklandığını anlamış olur ve sizin için daha uygun bir beslenme programına geçersiniz. Kaybedecek bir şeyiniz yok yani.
Sayfa 69
Alkol, madde veya sigara bağımlılığı gibi konulara çok daha ciddi yaklaşan insanların, şeker bağımlılığı konusunu görmezden gelme çabaları dönemimizin en önemli sorunla­rından birisidir ve her göz ardı edilen sorun gibi çoğalarak art­maktadır.
Sayfa 51
Beynin, kendiyle alakalı sorunlarda iki yüz civarında ilaç salgıladığı söyleniyor. Bitkilerden derlenen ilaçlar bile insanın kendi bedenindedir belki. Bütün hastalıklara çözümü bede­nin içerisinde arayan yaklaşımlar da var. Kim bilir karaciğe­rin içinde öyle bir bölüm vardır ki, böbrek hastalıklarına şifa olabilmektedir. Beyindeki bir salgı, kalp için depolanmış bir şifadır, kim bilir.
Sayfa 136 - Keşif Tesellisi
1.603 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.