Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Turgut Uyar

Göğe Bakma Durağı yazarı
Yazar
Çevirmen
7.6/10
7bin Kişi
44,7bin
Okunma
7,6bin
Beğeni
152bin
Görüntülenme

Turgut Uyar Gönderileri

Turgut Uyar kitaplarını, Turgut Uyar sözleri ve alıntılarını, Turgut Uyar yazarlarını, Turgut Uyar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
«Hiçbir kusur taşımayan, çok güzel bir tek şiir ya da birkaç şiir, kişiyi şair etmeye yeter mi?» Bir tek şiir, hikâye, roman, yazarını sanatçı kıla bilir mi? Şiir, vazgeçilmez bir ölçüde, şairinin kişiliği ne bağlıdır. Biraz da şairinin kişiliğiyle oluşur. Daha açıklamak gerekirse, değeri-değersizliği şai rin kişiliği ile belirlenir, ona bağlı olarak da açık lanabilir. Örneğin, sürekli yazan, şiiri uğraş edin miş bir şairin yazdıklarında ilkin birer kusur olarak —şiir geçmişine, ortak ölçülere vuruldu ğunda— beliren durumlar, niceliğe bağlı olarak sonunda bir özellik, o şairin özelliği haline ge lirler. Şair de, şiirleri de artık büyük ölçüde bu özelliklerle açıklanır. Nâzım’daki bol ve savruk kafiye tutkusu ilk şiirlerinde birer kusur olarak belirirken, giderek vazgeçilmez bir özelliği olur onun. «Çocuk ve Allah»daki dil sürçmeleri, imge, görüntü zorlamaları, sonunda Fazıl Hüsnü’yü oluştururlar. Çok yazmanın, daha doğrusu sürekli yazma nın, sadece şiiri değil, şairi de belirleyen bir yönü olsa gerek. Üstelik yalnız belirleyen değil, değiş tirip düzelten, eğitip geliştiren, kendine ve yazdı ğına karşı sorumlu kılan; kısaca «sevkeden» bir yönü. (Çok yazmak derken bir kere yazılanı ço ğaltmak demek istemiyorum.)
Sayfa 151
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat Durma kendini hatırlat Durma göğe bakalım
Reklam
Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar Şu aranıp duran korkak ellerimi tut Bu evleri atla bu evleri de bunları da Göğe bakalım
Güz geldi mi göçüp gidiyorsun buralardan Mahzun kalıyor kalbim ve gözlerim...
Cahit Külebi
Bu başarısının tek nedeni, sanırım halkı an latmaya kalkışmamasıdır. O, halk’tır, halktandır (halk dediğimiz neyse), halkça duygulanır. Ne var ki bu duygularını şaşmaz bir şiir sezgisiyle rafine eder, yaşadığı şartlara uygular.
Reklam
O, Karagöz-Hacivat karşıtlığının, modem ve kül türlü sözcüsüdür. «Tak takıştır / Sür sürüştür / İnadına gel / Piyasa vakti / Muhallebiciye» ile inat etmeye çağınr. Karagöz’ün sosyolojik sağ lıklılığı sürer gider Orhan Veli’de; daha doğrusu Türk şiiri için yeniden bulunur, yitirilmişken kur tarılır. Uyarmasında biraz da alay olduğu, üstelik geleneğe de karşı çıktığı için sola itilir Orhan Veli, itildiği yerden hoşnut, haberli-habersiz sola ortam hazırlar.
Sayfa 117
Orhan Veli ile, belki de ilk kez yeni bir dav ranış girer şiirimize: Batı ile ilişki, devlet’in ko rumasından, aracılığından çıkmış, bireysel, kişi sel bir ilişkiye dönmüştür. Orhan Veli/Batıyı dev let eliyle Avrupa’ya gönderilmek yolu ile tanıma mıştır; kendi başma* yazmsal bir yakınlık kur muştur. Onunla birlikte, devletin resmi şairi kal maz artık Türkiye’de. Aynca, eski şairlerde oldu ğu gibi, bir yüzyıl geriden izlemez Batıyı, günü birliğine beraberdir. Aldığı örnekler, Batının, günündeki seçkin, hiç değilse en güncel örnekleri dir. Böylelikle şiiri, dünya şiiri standardı düzeyin de durur.
Sayfa 114
Küçük Burjuvazinin şairi Orhan Veli
Çıkışı ilk bakışta pek açıklanamaz. Görünüşte, Türk şiirinin çizgisine pek aykırı durur. Belki Nâzım’a karşı olmanın hevesidir bu. Nâzım’ın büyük ve kaim sesine karşı, bir çeşit «sıkıntılara boyun eğmenin» avuntusunu, yüzeyde bile olsa değişik bir yaşama sevincini getirmek.
Sayfa 112
Körpecik başaklarımla Pul pul düş içinde ağlarım!..
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.