Saz yorgunu
Söz yorgunu
Aynı şarkıda denk gelmisligimiz var
Bir bulut altında
Yağ Allah Yağ
Yaz yorgunu
Az yorgunu
Hem nasıl bi bildiğimiz var
Ne sen söylüyorsun ne ben
Belli ki bi bilmedigimiz var
“Anlatsam geçer mi,
Daha çok anlatsam,
Daha uzun anlatsam geçer mi,
Hem yazıyla hem rakamla yazsam,
Duvarlara çiviyle çaksam,
Bütün kabiliyetsizliğimle resmini yapsam,
Geçer mi…”
Sevgi sözlerimiz birbirine benziyor. Şefkatimiz gelip geçici. Eskiden asırlara yetecek kadar SEVGİ ve ŞEFKAT varken her birimizde, şimdi günü kurtaramıyor.
Nazım, binlerce dize şiir yazdı, bir o kadar başka eser. Aşklarında mağdurdu, iç dünyasını olduğu gibi açtı, kimi zaman dürüst davrandı ve kimi zaman davranmadı. Ama dürüst davranmadığını kabul edecek kadar dürüsttü.
yaprak gibi titriyorum koynunda
bilmediğim müzikler çalıyor odanın birinde
şakağımda bir tabanca
gece tüfekli
12 değil vurduğun yer
13’ten başlıyor sayılar burda
14’te de bitmiyor
15 nedir kimse bilmiyor
nefes alıp veriyorsun göğsümde
ya kaçırırsak
uyumak nedir o yüzden bilmiyoruz
saçında ellerim
bildiğim bi şarkı çalıyor odanın birinde
dikilitaş da diyorlar
semt yeraltı
yerin üstünde hayat yok
kalbim atıyor gözünde
iki gözün çok geliyor
ışık yeşile kaçıyor
loş aydınlıktan güneşli
öpünce sen beni tam da şu an
dudağıma ay doğuyor
oluyor mu oluyor
hayat iki diyor
başlıyoruz
daha da kırılmaz kalbim
en fazlası bu
sevdiğim biri öldü benim
cam kırıkları yürüyor içimde
kan sızıyor paçamdan
titriyorum
vücudumda seyrediyor mevsim tahminleri
çok soğuk taştan bir kış bu
ne bildiğim bana benziyor
ne sendeki bana
bütün çarelerimi alıp sana gelmek istiyorum
sana saatlerce anlatmak
niye seni sevdiğimi sevmek istiyorum hâlâ
hiç hatırlamıyorum
niye ölmeden ölünebiliyordu burda