Hakkında
1979'da Ortaöğrenimini Manisa İmam Hatip Lisesi'nde tamamlandı. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden 1985'te mezun oldu. 1993'de AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Eğitimi Anabilim Dalı'nda doktorasını tamamlandı. 3 yıl Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'nde Eğitim Uzmanı olarak görev yaptı. 1994'de Cumhuriyet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi, Din Eğitimi Anabilim Dalında Yardımcı Doçent olarak atandı. Tunus, Belçika, Fransa ve Almanya'da araştırmalarda bulundu. 1998'de doçent ve 2004'de profesör oldu. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Eğitimi Ana Bilim Dalı'nda profesör ve Felsefe ve Din Bilimleri Bölüm Başkanı olarak görev yaptı. 2011 yılında Marmara Üniversitesi'ne geçti. Halen İlahiyat Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.
Unvan:
Türk Yazar, Akademisyen.
Doğum:
1959
Okurlar
8 okur beğendi.
84 okur okudu.
5 okur okuyor.
53 okur okuyacak.
4 okur yarım bıraktı.
Sözler ve Alıntılar
Orta çocukluk dönemindeki çocuklar davranışlarında anne babalarının isteklerine karşı gelirken , onların duygularını ve tutumlarını özümserler. Anne babanın da değer ölçüleri ve dünyaya bakış açıları, çocuklara bu çağda aşılanır. Yine bu yıllarda, çocuğunuzun vicdanı gelişir. Vicdanın oluşması demek, ona nasıl davranmissaniz, o da size aynı şekilde davranacaktır.
Duygusal öğrenme çağı olan yedi-dokuz yaş, düşüncenin uyandığı dönemdir. Yedinci yaşta çocuklar, ahlâki kavramları anlamaya başlar. Bir anlamda, yedinci ayırt etme (temyiz) yaşıdır. Çocuk yedi yaşından itibaren konuşma, anlatım yeteneği, hüküm verme ve sonuç çıkarmada oldukça ilerlemeler gösterir. Özellikle dokuz-on yaşlarından itibaren çocuk artık iyi- kötü, haklı-haksız kavramlarını ayırabilecek bir durumdadır. Çocuk bu yaşlarda kendine ideal bir insan tipi seçme ihtiyacını şiddetle hissedeceği için yetişkinlerin bu konuda dikkatli davranması ve ihtiyaca cevap vermesi gerekmektedir.
Çocuğun eğitimi her şeyden önce temel ruhî ihtiyaçlarının karşılanmasına bağlıdır. Bunlar sevgi, disiplin ve özgürlüktür. Bu üç ihtiyaç birbiriyle sıkı sıkıya bağlantılıdır ve birlikte karşılanır.
Gazali' ye göre bilgi, beceri ve kişilik kazanmada çevrenin rolü büyüktür. Gazali "İnsan bulunduğu kabın şeklini alan sıvı gibidir." benzetmesiyle kişiliğin oluşmasında çevrenin önemine dikkat çeker.
Bilinçli anne babalar, her şeyden önce çok iyi rehberdirler. Çocuklarına yol gösterirler, alternatifler sunar, fakat alacağı kararlar konusunda onları serbest bırakırlar.
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
