Ferhat Jak İçöz, St. Georg Avusturya Lisesi’nde eğitimini tamamladıktan sonra lisans düzeyinde Psikoloji eğitimini İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Vassar College’da almıştır. Klinik Psikoloji uzmanlığını ise yine İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde tamamlamıştır. Eğitimi boyunca İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık Birimi, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi ve Lape Fransız Hastanesi’nde stajlarını sürdürmüştür.
Klinik Psikoloji uzmanlığının yanı sıra Liverpool Üniversitesi’nde Uluslararası İşletme ve Sağlık Yönetimi alanında yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır.
Ferhat Jak İçöz terapi ve eğitim çalışmalarının yanı sıra halen Middlesex Üniversitesi – New School of Psychotherapy and Counselling’de (Londra, İngiltere) Varoluşçu Terapiler alanında doktora çalışmalarını sürdürmektedir.
2009 yılında başladığı Varoluşçu Analiz ve Logoterapi eğitimini 2012 yılında formasyonun en üst seviyesi olan Diplomate (eğitimci) seviyesinde tamamlamıştır. 2013’de logoterapi eğitimini aldığı Viktor Frankl Institute of Logotherapy’da (Dallas, Teksas, ABD) öğretim görevlisi olmuştur.
Bunların dışında Psikodrama (Psychodrama Institute of New York) ve Gestalt Terapi (Doç. Dr. Hanna Nita Scherler ile) eğitimleri almıştır. 2010 yılında yoga hocalık eğitimini (Cihangir Yoga) tamamlamıştır.
Unvan:
Psikolog, Psikoterapist, Öğretim Görevlisi, Yazar, Çevirmen
“Vücudunuzun size anlatmaya çalıştıklarını duymaya çalışın. Örneğin aynada güzel görünmek için, mezurada daha küçük bir sayı çıkmak için zayıflamayın; daha hafif hissetmek için bedeninize iyi bakın.”
Kendin Olmanın Dayanılmaz Hafifliği
...
İyilik ve kötülük insanların güdüsel olarak dışarıya vurmak istediği halleri kimileri kötülüklerini manipüle ederse kovarsa bana göre kar topu misali büyüyerek bizlere geri döner...
Ondandır ki her şeyin azı yetersiz çoğu zarar..
Kitabın amacı varoluşçu psikoterapi ve felsefeden öğreneceklerimiz olarak geçiyor. Var olmayı 4 ana başlığa ayırıyor: bedensel, sosyal, duygusal ve tinsel. Sonra onları da başlıklara ayırarak toplam 40 adet konu başlığı var. Açıkçası beni büyük bir hüsrana uğrattı. Eğer psikoloji ve varoluşçu felsefe konusunda bilgiye sahipseniz sıkılırsınız ve
“Tek bir şey gelir elden, o da olduğum dalga olmak.Ve sonra yeniden okyanusa karışmak.”
•Varoluşçu psikoterapi ; kendimizi sıkıştırdığımız kalıp yargılardan ve toplumsal öğretilerden uzaklaştırmaya çalışan, kendimize yönelmeyi ve iç hesaplaşmayı önceleyen, seçim ve vazgeçişlerimizle bir bütün olduğumuzu kabul ederek yola devam etmemizi amaç edinen bir ekoldür. Ölüm-özgürlük-sorumluluk ve hayatın anlamı kavramları etrafında şekillenen bu ekol, deneyimlerin artmasını ve kişinin içinde var olan psikolojik ve fiziksel süreçlerini yönetebilmesini sağlar.
•Tercih ettiğimiz yollar, şu anki yaşımıza gelene kadar verdiğimiz tüm kararlar bize bir kişilik oluşturmuştur. Sorumluluğu bize ait olan bu kişiliğin hiçbir parçası itilmeyi, yok sayılmayı hak etmez. Her seçim bizde bir iz bırakır, hayatımızı o izlerin bütünlüğü şekillendirir.
•Bu kitapta varoluş, 40 başlık altında incelenmiş. Her bölümden çıkarılacak ortak sonuç; “kendinizden başka gidecek yeriniz yok.”
•Her başlıkta insana kendini sorgulatan, merak uyandıran akıcı bir eser olmuş. Alandan olmayan herkesin anlayabileceği sadelikle oluşturulmuş. Bu da varoluşçu ekolü yakından tanıyanlar için kitabın beklenti altında kalmasına sebep olabilir. Yine de bana keyif veren, varoluşçu ekole bir adım daha yaklaştıran bir eser oldu.